5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun

BAŞLANGIÇ:

İçişleri Bakanlık Makamının 27.07.2006 gün ve 3332 sayılı onay ve Teftiş Kurulu Başkanlığının 08.08.2006 gün ve 4–3478 ile 16–3479 sayılı görev emirleri uyarınca, bu İnceleme ve Araştırma Raporu hazırlanmıştır.

RAPORUN KONUSU:

5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve özel güvenlik uygulamasının değerlendirilerek, mevzuatta yapılması gereken değişiklikler ve uygulamada alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi, Kanunun 19 ve 20 nci madde uygulamalarının yerinde olup olmadığı ve özel güvenlik hizmetlerinin daha etkin sunulabilmesi için alınması gereken diğer tedbirlerin neler olacağı konuları ile ilgili araştırma yapılması.

İLGİLİ MEVZUAT:

1- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası;

Devletin temel amaç ve görevleri

Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

2- 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu;

Madde 9 – Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır.

Bu sıfatla :

  1. A) Valiler, ilin genel idaresinden her Bakana karşı ayrı ayrı sorumludur. Bakanlar, Bakanlıklarına ait işleri için valilere re’sen emir ve talimat verirler. Bakanlar, valiler hakkında Bakanlar Kuruluna taltif ve tecziye teklifinde bulunabilirler.
  2. C) Vali, kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve Bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir.

Ç) Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.

  1. D) Vali, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen adli ve askeri teşkilat dışında kalan bütün Devlet daire, müessese ve işletmelerini, özel işyerlerini, özel idare, belediye köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler, teftiş eder.

Bu denetleme ve teftişi Bakanlık veya genel müdürlük müfettişleriyle veya bu dairelerin amir ve memurlarıyla da yaptırabilir.

  1. E) İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur.

Madde 11 – A) Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür.

  1. B) Memleketin sınır ve kıyı emniyetini ve sınır ve kıyı emniyetiyle ilgili bütün işleri, yürürlükte bulunan hükümlere göre sağlar ve yürütür.
  2. C) İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir.

Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Bu hususta alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında 66 ncı madde hükmü uygulanır.

Ç) Jandarma, polis, gümrük muhafaza ve diğer özel kolluk kuvvetlerinin bütün ast ve üstlerinin il içine münhasır olmak üzere geçici veya sürekli olarak vali tarafından yerleri değiştirilebilir ve bundan hemen İçişleri, Gümrük ve Tekel Bakanlıklarına bilgi verir.

  1. E) Devlete, özel idareye, belediye ve köylere ait olan veya bunlara bağlı bulunan veya bunların gözetim ve denetimi altında iş gören daire ve müesseselerle diğer bütün gerçek ve tüzelkişiler tarafından işletilen mali, ticari, sınai ve iktisadi müesseseler, işletmeler, ambarlar, depolar ve sair uzman, fen adamı, teknisyen, işçi gibi personel bulunduran yerler Devlet ve memleket emniyet ve asayişi ve iş hayatının düzenlenmesi bakımından valinin gözetim ve denetimi altındadırlar.

Buralarda bulunan ve çalışanların kimlik ve nitelikleri hakkında valiler bu yerlerden bilgi isteyebilirler. İstenilen bilgiler hemen verilir.

Madde 19 – Valiler, genel ve özel kolluk mensuplarının mülki ödevlerine dokunan ve disiplin cezası uygulanmasını gerektiren hallerini görür ve öğrenirlerse 14 ncü maddenin (C) fıkrasındaki cezaları re’sen uygulayacakları gibi gerekirse özel kanunlarında yazılı diğer disiplin cezalarının uygulanmasını da illerindeki genel ve özel kolluk kuvvetleri amirlerine emrederler. Kolluk amirleri özel kanun ve tüzüklerine göre gerekli disiplin cezasını uygulayarak valiye bilgi verirler.

3- 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu;

Madde 1 – Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder.

Yardım isteyenlere yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.

Madde 2 – (Değişik: 16/7/1965 – 694/2 md.)

Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır.

  1. A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine uygun olmayan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önünü almak,
  2. B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevleri yapmak,

Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis; amirinden aldığı emri, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı olarak yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.

Aşağıda yazılı hallerde:

I – Can, ırz veya mal emniyetini korumak için,

II – Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerin faillerini yakalamak veya delillerini tespit etmek için,

III – Devlet kuvvetleri aleyhine, yalnız veya toplu olarak taarruz veya mukavemette bulunanları yakalamak, veya bunların taarruz veya mukavemetlerini def etmek için,

IV – Hükümete karşı, şiddet kullanan veya gösteren veya mukavemet edenlerin yakalanması, taarruz veya mukavemet edenlerin def edilmesi için,

V – Zabıtaca muhafaza altına alınan şahıslara, bina veya tesislere, meskun veya gayrı meskun yerlere vaki olacak münferit veya toplu tecavüzleri def etmek için,

VI – Ağır cezalı bir suçun sanığı olarak yakalandıktan sonra zabıta kuvvetlerinin elinden kaçmakta olan şahısların yakalanması için,

VII – İşlenmekte olan bir suçun işlenmesine veya devamına mani olmak için,

VIII – Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda, zabıta tarafından suç delillerinin tespiti veya suç faillerinin yakalanması maksadıyla yapılacak aramalar için,

IX – Kanunsuz toplantı veya kanunsuz yürüyüşleri dağıtmak veya suçlularını yakalamak için,

X – Yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi afetlerde olay yerinde görevlilerce alınması gereken tedbirler için,

XI – Umuma açık yerlerde yapılan her türlü toplantı veya yürüyüşlerde veya törenlerde bozulan düzeni sağlamak için,

XII – Herhangi bir sebeple tıkanmış olan yolların trafiğe açılması için,

XIII – Yukarıdaki maddeler dışında diğer kanunlarda istisnai olarak zabıtanın sözlü emirle yapmaya mecbur tutulduğu haller için,

Yetkili amir tarafından verilecek sözlü emirler derhal yerine getirilir. Bu emirlerin yazılı olarak verilmesi istenilemez. Bu hallerde emrin yerine getirilmesinden doğabilecek sorumluluk emri verene aittir.

Madde 3 – Belediye zabıtası işleri Hükümetçe lüzum görülen yerlerde polise gördürülür.

Madde 4 – Polis hiç bir suretle vazifesinden başka bir işte kullanılamaz.

Madde 5 – Polis aşağıda gösterilen kimselerin parmak izlerini ve fotoğraflarını almağa salahiyetlidir.

  1. A) (Değişik: 10/6/1935 – 2770/1 md.) Polis veya Jandarma tarafından Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tahkikat evrak ile birlikte veya doğrudan doğruya gönderip mezkur makamca yapılan tahkikat neticesinde Türk Ceza Kanununa göre ağır hapis cezasını istilzam eden suçlarla mezkur kanunda sayılı ammenin itimadı ve mal aleyhine işlenmiş suçların ve her nevi kaçakçılığın maznun ve mahkumlarının serserilerin ve mazennaisu erbabının;
  2. B) Yabancı memleketlerden Türkiye’ye kaçanların memleket içinde bir yerden başka bir yere naklolunanların, memleket dışına çıkarılanların;
  3. C) Hüviyetlerini ispat edemeyenlerin;
  4. E) Cumhuriyet Müddeiumumilikleri ve adli ve askeri mahkemelerce bir meselenin tetkik ve tahkiki için parmak izlerinin fotoğraflarının alınmasına lüzum gösterilen kimselerin.

Madde 9- (Değişik: 3/8/2002-4771/10 md.)

Polis, millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacıyla usulüne göre verilmiş hâkim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahallin en büyük mülkî amirinin vereceği yazılı emirle;

  1. A) 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde,
  2. B) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde,
  3. C) Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde,
  4. D) Öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve eğitim kurumlarının ve 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (A) bendindeki koşula uygun olarak girilecek üniversite, bağımsız fakülte veya bağlı kurumların içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkış yerlerinde,
  5. E) Umumî veya umuma açık yerlerde veya öğrenci yurtlarında veya eklentilerinde,
  6. F) Yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışlarında,
  7. G) Her türlü toplu taşıma veya seyreden taşıt araçlarında,

Suçun önlenmesi amacıyla kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; suç unsurlarına el koyar ve evrakı ile birlikte Cumhuriyet savcılığına tevdî eder.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlara göre suç iz, eser, emare veya delillerinin tespiti veya faillerinin yakalanması amacıyla polis tarafından yapılacak aramalar için de usulüne göre verilmiş hâkim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, diğer kanunlarda yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmalıdır.

5680 sayılı Basın Kanunu kapsamına giren basılı eserlerin arama ve zaptı, genel hükümlere tâbidir.

Madde 13- (Değişik: 3/8/2002-4771/10 md.)

Polis,

  1. A) Suçüstü hâlinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hâllerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare veya delil bulunan şüphelileri,
  2. B) Haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama veya tutuklama kararı bulunanları,
  3. C) Halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına saldıranları, yapılan uyarılara rağmen bu hareketlerine devam edenler ile başkalarına saldırmaya yeltenenleri ve kavga edenleri,
  4. D) Usulüne aykırı şekilde ülkeye giren ya da haklarında sınır dışı etme veya geri verme kararı alınanları,
  5. E) Polisin kanunlara uygun olarak aldığı tedbirlere karşı gelenleri, direnenleri ve görev yapmasını engelleyenleri,
  6. F) Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla ve bu Kanunun uygulanmasını gösteren tüzükte belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla, toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol bağımlısı serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri,
  7. G) Haklarında gözetim altında ıslahına veya yetkili merci önüne çıkarılmasına karar verilen küçükleri,

Yakalar ve gerekli kanunî işlemleri yapar.

Yakalanması belirli bir usule bağlanmış kişilerle ilgili kanun hükümleri saklıdır.

Yakalanan kişilerin kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kişinin sağlığına zarar vermeyecek şekilde her türlü tedbir alınabilir.

Yakalanan kişilere, yakalama sebebi herhalde yazılı ve bunun mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhal; toplu suçlarda ise en geç bu kişiler hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.

Kişinin yakalandığı, istediği kanunî yakınlarına derhal bildirilir.

Yakalananlardan,

  1. A) Uyuşturucu madde kullanmış olanlar ile sarhoş olanların,
  2. B) Zor kullanılarak yakalananların,
  3. C) Haklarında suç soruşturması yapılacak olan şüpheli ve sanıkların,

Yakalanma anındaki sağlık durumları tabip raporuyla tespit edilir.

Yakalanan kişilerden suç işlediği şüphesi altında olanlar adlî mercilere sevk edilir. Haklarında ıslah veya tedavi tedbiri alınması gerekenler, ilgili kurum yetkilileri tarafından teslim alınır. Yakalama sebebi ortadan kalkanlar derhal serbest bırakılır.

Madde 14 – Şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve gerek dışında saat 24 ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe men olunur. Bu yasağı dinlemeyenler hakkında Ceza Kanununun 546 ncı maddesine göre takibat yapılır.

Zabıtadan izin alınarak yapılacak düğün ve müsamere ve balolar bu kayıttan müstesnadır.

Madde 15 – Polis; yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lazım gelen kimseleri çağırır ve kendilerine lüzumu olan şeyleri sorar.

Madde 16 – Polis, aşağıda yazılı hallerde silah kullanmağa salahiyetlidir:

  1. A) Nefsini müdafaa etmek;
  2. B) Başkasının ırz ve canına vukubulan ve başka suretle men’i mümkün olmayan bir taarruzu savmak için;
  3. C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya her hangi bir suçtan mahkum ve mevkuf olup ta tutulması veya nakil ve sevki polise emir ve tevdi olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla polise taarruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmağa ve taarruza mani olmak için başka çare bulunmamışsa;
  4. D) Muhafazasına memur olduğu mevki veya elindeki silaha yahut kendisine verilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vuku bulacak taarruzu başka suretle defe imkan olmamışsa;
  5. E) Ağır cezayı müstelzim ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun saklı olduğu yerin arandığı sırada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka suretle ele geçirilmesine imkan bulunmamışsa;
  6. F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahkum olup ta zabıtaca aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine de kulak asmayarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa;
  7. G) Vazife esnasında polise tecavüze veya karşı koymağa elverişli aletlerin ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmeyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa;
  8. H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse;

İ) Devlet nüfuz ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse;

4- 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun;

Jandarmanın genel olarak görevleri:

Madde 7 – Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri şunlardır.

a)Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak.

Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı:

Madde 10 – Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev sahası dışı olup, bu alanlar il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir.

Jandarma, kendisine verilen görevlerin ifası ile ilgili olarak diğer güvenlik kuvvetleri ile işbirliği ve koordinasyonda bulunur.

Jandarma veya Emniyet Teşkilatı, kendi sorumluluk sahasında yetersiz kaldıkları veya kalacaklarının değerlendirilmesi halinde, mahalli mülki amirler tarafından birbirlerinin sorumluluk sahalarında geçici olarak görevlendirilebilirler.

Jandarmanın diğer güvenlik kuvvetleriyle işbirliği ve koordinasyon esasları ve emir komuta ilişkileri yönetmelikle belirlenir.

 

5- 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun;

Amaç

Madde 1- Bu Kanunun amacı, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.

Kapsam

Madde 2- Bu Kanun, özel güvenlik izninin verilmesine, bu hizmeti yerine getirecek kişi ve kuruluşların ruhsatlandırılmasına ve denetlenmesine ilişkin hususları kapsar.

            Özel güvenlik izni

Madde 3- Kişilerin silahlı personel tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlıdır. Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde; para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, komisyon kararı aranmaksızın, valilik tarafından özel güvenlik izni verilebilir.

Kişi ve kuruluşların talebi üzerine, koruma ve güvenlik ihtiyacı dikkate alınarak, güvenlik hizmetinin istihdam edilecek personel eliyle sağlanmasına, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulmasına yada bu hizmetin güvenlik şirketlerine gördürülmesine izin verilir. Bir kuruluş bünyesinde özel güvenlik birimi kurulmuş olması, ihtiyaç duyulduğunda ayrıca güvenlik şirketlerine  hizmet gördürülmesine mani değildir.

Komisyon, koruma ve güvenlik hizmetini yerine getirecek personelin, bulundurulabilecek veya taşınabilecek silah ve teçhizatın azamî miktarını ve niteliğini, gerekli hallerde diğer fizikî ve aletli güvenlik tedbirlerini belirlemeye yetkilidir. Havalimanı ve liman gibi yerlerde alınacak güvenlik tedbirlerine ilişkin uluslararası yükümlülükler saklıdır.

Geçici haller dışındaki özel güvenlik uygulaması, en az bir ay önce başvurulması şartıyla komisyonun kararı ve valinin onayı ile sona erdirilebilir.

 

6- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu;

Ceza Kanununun amacı

MADDE 1. – (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.

 

GÖRÜŞMELER:

1- Emniyet Genel Müdürlüğü, Asayiş Daire Başkanlığı, Özel Güvenlik Kurumları Şube Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Harun BOZKURT, 19.10.2006 tarihli görüşmede;

“…Güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlıdır. Ancak, valilik tarafından komisyon kararı aranmaksızın Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde, para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, sınırlı olmak üzere can güvenliğinin bulunmaması sebebiyle yapılan acil nitelikteki koruma taleplerinde geçici olarak özel güvenlik izni verilebilmelidir. Ayrıca haklarında koruma kararı alınan kişilerin durumu en geç beş yılda bir Komisyonca gözden geçirilir ve karara bağlanmalıdır. Böylece kararların ne zaman gözden geçirileceği hususu açıklığa kavuşmuş olacaktır. Sauna çetesi gibi bazı operasyonlarda bir kişinin birçok yerde görev yaptığı ve bu durumunda görevini aksattığı sonucuna ulaşıldığından, özel güvenlik eğitim kurumları ile özel güvenlik şirketleri merkez ve şubelerinde aynı kişi olmamak üzere en az bir yönetici görevlendirilmesi faydalı olacaktır.

Bazı büyük market zincirlerinde gözetmen vb. adlar altında özel güvenlik hizmeti alındığı tespit edildiğinden bunların önlenmesi için niteliği itibariyle koruma ve güvenlik hizmeti teşkil eden ve üçüncü kişilere verilen her türlü hizmet bu Kanun kapsamında özel güvenlik hizmeti olarak değerlendirilmelidir. Güvenlik soruşturması iş yükünü gereksiz olarak arttırdığından ve yasada kurucularla ilgili hüküm olmadığından, özel güvenlik görevlileri ile özel güvenlik şirketleri ve özel güvenlik eğitim kurumlarının kurucusu ve bu kurumlarda yönetici olarak çalışacaklar hakkında arşiv araştırması yapılmalı ve adli sicil ve arşiv kaydı istenmesi yeterli olmalıdır.

Özel güvenlik eğitimi, Milli Eğitim Bakanlığının izni ile gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarınca da verilebilmelidir. İçişleri Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından müşterek olarak hazırlanacak yönetmelikle gerekli düzenlemeler yapılabilir. Özel güvenlik eğitimi veren kurumlara ait iş ve işlemlerin Millî Eğitim Bakanlığınca yürütülmesi konusunda gerek İstihbarat Daire Başkanlığının, gerekse de Kaçakçılık Daire Başkanlığının olumsuz görüşlerinin olduğunu da belirtmek isterim.

Alarm kurma ve izleme merkezlerinin kanun kapsamında olup olmadıkları tartışmalı idi. Bu hususunda açık bir şekilde kanunda zikredilerek bu gibi kuruluşlarında kapsama alınması hem uygulamada ve denetimde etkinlik hem de harç gelirleri açısından faydalı olacaktır. Özel güvenlik görevlilerine çalışma izni verilmesi için şu anda alınan 247 YTL pek çok sızlanmalara sebep olmaktadır. Ruhsat harcı miktarının örneğin 50 YTL.’ye düşürülmesi bu bakımdan faydalı olacaktır.

Özel güvenlik eğitimi veren kurumlara ait iş ve işlemlerin Jandarma tarafından da yerine getirilebildiği dikkate alındığında, bu işlerin sadece Emniyet Genel Müdürlüğü eliyle yürütülmesi verilerin POL-NET üzerinden hızlı bir şekilde toplanmasını sağlayacaktır. Jandarmaya sadece denetim görevi verilmesi yeterli olacaktır.

Şu anda uygulanmakta olan “Özel Güvenlik Hizmetleri Projesi” ile, gerek merkezde, gerekse illerde özel güvenlik hizmetlerinde görev yapan personelimizi takip edebilmekteyiz. Ayrıca özel güvenlik şirketlerini ve özel güvenlik eğitimi kurumlarının tüm faaliyetlerini dijital ortamda takip edebiliyoruz. 2007’de faaliyete geçecek olan “İnternet Bağlantı Sistemi” ile de bu şirket ve kurumların verilerini doğrudan kendilerinden alcağız. Belgeler daha sonra posta ile gönderilecektir. Bu sistemi haberleşme ve danışma hattı olarak çalışacaktır…”

2- Özel Güvenlik Görevlileri Temsilcileri;

  1. a) Tüm Özel Güvenlikçiler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Tüm Özel Güvenlikçiler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Serkan KAYA, 06.11.2006 tarihli görüşmede;

“…Özel güvenliğin meslek haline gelmesi için maddi ve manevi özendirici yanlarının çoğunlukta olması gerektiği düşüncesiyle;

Özel güvenlik görevlilerinin, maaşlarının serbest piyasa koşullarında belirlenmesi ile birlikte, bir özel güvenlik görevlisinin sektördeki ortalama aylık kazancının, özellikle büyük şehirlerde, günümüz koşulları göz önünde bulundurulduğunda yaşam standardının gerisinde olması nedeniyle, özel güvenlik görevlileri ciddi bir maddi sıkıntı içerisindedirler. Gerekli prosedürleri tamamladığı halde sektör dışında bir iş arayışı içerisinde olan meslektaşlarımızla da sıkça karşılaşmaktayız. Sektördeki asgari ücretin iş kanununda belirtilen asgari ücretin % 50 fazla olması gerekmektedir.

Özel güvenlik görevlisi olmak için gerekli eğitimleri alarak sınavı kazandığı halde aylardır, ortalama maaşının yarı fiyatına belki de yarısından daha fazlasına denk gelen özel güvenlik harç bedelini yatıramayan özel güvenlik görevlileri var. Ödemekte büyük sıkıntılar yaşadığımız, özel güvenlik görevlilerine ağır gelen ve her yılsonunda artışa uğradığını gördüğümüz harç bedelinin özel güvenlik görevlilerinin kazancı göz önünde bulundurularak kaldırılması veya asgariye indirilmesi için acil bir çözüm yolu bulunması gerekmektedir.

Öte yandan Özel Güvenlik Eğitim Merkezlerinde verilen eğitimin 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında olmaması nedeni ile % 18 KDV uygulanmakta bu meblağı dar gelirli Özel Güvenlik Görevlileri ödemek zorunda kalmaktadırlar.

Bir Özel Güvenlik Görevlisinin eğitimini tamamlaması, sınava katılarak başarılı olması, sağlık muayenesinden geçmesi, soruşturmasının tamamlanması, harç tutarının ödenmesi, evrakının ikmal edilerek tahkikatının sonuçlanması Çalışma İzin Belgesinin düzenlenip kendisine teslim edilmesi büyük illerde yaklaşık 5–6 aylık bir süreci gerektirmektedir. (İlk sınavın kazanılamaması da göz önünde bulundurulursa bu süre daha da uzamakta) Özel Güvenlik Temel Eğitimi almış olan personelin sınav haklarının tamamını kullanıncaya kadar Geçici Çalışma İzin Belgesi ile silahsız ve zor kullanım ile ilgili teçhizatı taşımamak ve zor kullanma yetkisi olmaksızın Başka bir Özel Güvenlik Görevlisinin gözetiminde yasal olarak çalışma imkânı sağlanmalıdır.

Bu yasa çıkmadan önce denetim, gözetim gibi hizmetlerde çalışan İlk Okul mezunu kişiler sektörün dışına itilmişlerdir. Görev ve yetkileri belirlenmek suretiyle bu kişilerde 5188 sayılı yasa kapsamına alınmalı ve böylece “Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez” hükmü yasaya konulmalıdır. Bu gerçekleştiği takdirde sektörde çalışan mevcut personele yaklaşık 150.000 kişi daha ilave olacak, sektör ekonomisi ile daha da büyüyecek, Kanunda tanımlanmamış olan görevler yasa kapsamına alınarak denetim altına alınmış olacak ve bu şahısların şu an yaşadığı mağduriyetleri ortadan kaldırılacaktır.

Sınavda başarı oranlarının düşük olmasının sebebi; özel güvenlik görevlileri genelde hem çalışıp, hem eğitim alıyorlar. Bu yüzden yeterli ders alamıyorlar. Genelde 12/24 saat esasına göre çalıştıkları için pek zamanları da olmuyor. Haftada 60–70 saat çalışıyoruz. Fazla mesaide almıyoruz. Sadece banka çalışanları fazla mesaide alıyor.

Mali mesuliyet sigortası zaten şirketlerce ihale ile alınmaktadır. Bu yüzden personelin kendisinin sigorta yaptırmasına karşıyız.

Emeklilikte esas alınan yılın azaltılması yani polislerdeki gibi yıpranma payı olması faydalı olacaktır.

Özel Güvenlik Şirketleri iyice denetlenmeli ve belgesiz personelin çalıştırılması engellenmelidir. Bunun sonucu olarak ihalelerdeki çok düşük teklif verme olayı kalkacaktır.

Özel Güvenlik personeli genelde 1 yıllık sözleşmelerle çalışıyor. Çünkü ihale zaten 1 yıllık alınıyor. Bu süre dolunca tazminat alamıyorlar. Tekrar işsiz kalma riski yükseliyor…”

 

  1. b) Özel Güvenlik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Ali GÖKÇE, 08.11.2006 tarihli görüşmede;

“…Mali sorumluluk tazminatının çalışanlar adına yapılmasına karşıyız. Uygulamada birçok sorunlara yol açabilir.

Ruhsat Harçlarının (246 YTL) tamamen kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü kurs maliyeti, sınav ve rapor masrafları ile bize maliyeti 1.000 YTL’yi buluyor. Ortalama ücretimiz 450 YTL olduğu dikkate alındığında bu düzenleme önemlidir.

Madde 14; 5 yılda bir yenileme eğitimi verilmesi sadece özel güvenlik hizmetlerinde uygulanmaktadır. Bu durumda eğitimde başarısız olunması veya maliyetlerin kimin tarafından ödeneceği, sağlık raporu masrafları hep sorun olacaktır.

Kursa katılanlara geçici kimlik kartı verilmesi sektöre zarar verir. Çünkü Ankara’da belgesi olup da iş arayan çok sayıda kimse vardır. Böyle bir uygulama iş güvenliği yönünden de sakıncalıdır.

Özel güvenlik görevlileri, yıpranma zammından Polisler gibi yararlanmalıdır. Daha kısa sürede emekli olmalıyız.

2495 sayılı Kanunda daha doğrusu Yönetmelikte olup ta şimdi olmayan giyimlerinin şirket veya kamu kuruluşları tarafından karşılanması sağlanmalıdır. Şimdi her güvenlik görevlisi kendi cebinden kendi kıyafetini ödüyor.

Personelimize şahsi silah ruhsatı verilmesi de kolaylaştırılmalıdır.

Sektördeki asgari ücretin, normal asgari ücrete göre % 50 fazla olması çalışma şartlarını iyileştirecektir.

Yönetmelikte yüksek okul mezunu olan özel güvenlik görevlilerine de eğitici olma imkânı verilmelidir…”

Beyan etmişlerdir.

YAZILI GÖRÜŞLER:

1- Tüm Özel Güvenlik Federasyonu Başkanı Osman Nuri GÜNDEŞ, 03.11.2006 tarihinde yapılan görüşmeye müteakiben Müfettişliğimize hitaben gönderdiği 2006/0001 sayılı yazısında;

“…1-Özel güvenlik görevlileri de kendi mesleklerinde kariyer yapabilmeli. Özel Güvenlik Sektöründe;

—Genel Kollukta en az beş yıl görev yapmış olupta ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçmemiş olanlar ve Özel Güvenlik Temel Eğitimini alan 4 yıllık Yüksekokul mezunları, şirketlerin yöneticisi olarak.

—Üniversitelerin Özel Güvenlik alanında 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitiren mezunları, silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak.

—Özel Güvenlik Temel Eğitimini (silahlı) almış olan Lise mezunları, silahlı yada silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak.

—Özel Güvenlik Temel Eğitimini almış olan Orta Okul mezunları,  Silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak görevlendirilebilmektedirler.

Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa da bu ayrım yapıldığı halde personeller arasında hiyerarşik bir yapılanma meydana getirilmemiştir. Yasa sadece Temel Eğitimi baz almış ve Özel Güvenlik görevlisinin yetkilerini sadece silahlı ve silahsız olarak ikiye ayırmıştır. Bu durum uygulama da, bazı sıkıntılara neden olmaktadır:

Bu yasa çıkmadan önce denetim, gözetim gibi hizmetlerde çalışan İlk Okul Mezunu Kişiler sektörün dışına itilmişlerdir, oysa şehir dışında sanayi sitelerinde bulunan fabrikalarda toplu konut sitelerinde ve benzeri yerlerde zor şartlarda çalışmakta olan  arama, yakalama, el koyma, kimlik sorma, emanete alma, zor kullanma gibi yetkileri olmaksızın ve kullanmaksızın görev yapan Bekçiler, gözetim görevlileri fiilen Güvenlik Hizmeti yürüttükleri halde bu kanun kapsamına alınmamışlar, bir çoğu yıllardır çalışmakta oldukları işyerlerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Görev ve yetkileri belirlenmek suretiyle bu kişiler de 5188 sayılı yasa kapsamına alınarak  ”Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez” hükmü yasaya konulmalıdır. Gerçekleştiği takdirde; sektörde çalışan mevcut personel sayısı artacak, sektör; ekonomisi ile daha da büyüyecek, kanunda tanımlanmamış olan görevler yasa kapsamına alınarak denetim altına alınmış olacak, işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunacak ve bu şahısların şu an yaşadıkları mağduriyetler ortadan kaldırılmış olacaktır.

2- Üniversitelerin Özel Güvenlikle ilgili 2-3 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitirenler 120 saatlik silahlı Özel Güvenlik Eğitimi almış Lise mezunları kadar yetkili kılınmamışlardır. Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin 5188 sayılı yasada konumları tam olarak belirgin olmadığından, öğrencilerin ve bu okulları bitirenlerin gelecek kaygısı içerisinde oldukları, yasanın kendilerini gereği gibi motive etmediği görülmektedir. Özel Güvenlik görevlileri, yetki ve sorumlulukları paralel olmak kaydı ile hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabii tutulmalı personelin yükselmesi ve kariyer yapmasına imkan verilmelidir. Örnek olarak Özel Güvenlik görevlileri dört sınıfa ayrılabilir;

  1. Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Uzman)

( Çalışma İzin Belgeleri Kırmızı Renkli): Üniversitelerin 2 yada 3 yıllık Özel Güvenlik Meslek Yüksek okullarını bitirmiş, silah eğitimi almış, Özel Güvenlik Görevlisi olmaya hak kazanmış Kişiler, Özel Güvenlik Şirketlerinde ve Eğitim Kurumlarında ara kademe, yönetici olarak yada Özel Güvenlik Birim Yöneticisi olarak görevlendirilebilmeli ve bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkilerin tamamını kullanabilmeli.

  1. Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Uzman Yardımcısı)

( Çalışma İzin Belgeleri Mavi Renkli):

5188 sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Lise mezunu kişiler.

Bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkilerin tamamını silahlı olarak kullanabilmeli.

  1. Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Özel Güv Gör)

( Çalışma İzin Belgeleri Gri Renkli):

5188 sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Orta Okul mezunu Kişiler.

Bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkileri  silahsız olarak kullanabilmeli.

  1. Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Özl Güv. Gör. Adayı Yada Özel Güv. Gözetim Görevlisi)

( Çalışma İzin Belgeleri Beyaz Renkli):

Özel Güvenlik Görevlisi olmasına mani bir durumunun olmaması kaydıyla İlk Okul Mezunu kişiler.

Bu görevliler 5188 sayılı yasada belirtilen; arama, yakalama, el koyma, kimlik sorma, emanete alma, zor kullanma gibi yetkileri olmaksızın görevli olduğu alan içerisinde denetim ve gözetim yaparak olağan dışı bir olayla karşılaşması halinde suçüstü halleri hariç olmak üzere, olaya müdahale etmeden yetkililere bildirme konularında silahsız olarak görevlendirilebilmelidir.

3- Kamu görevi nedeniyle Silah taşıma belgesi bulunan ortaokul mezunu Polis ve Askerlere ( Uzman) silahlı özel güvenlik görevlisi olarak görev yapma hakkı verilmelidir.

4- 5188 sayılı yasa Özel Güvenlik Görevlilerine elektronik gereçlerle arama yapma yetkisi vermiştir. Oysa günümüzde birçok kişide sağlık nedenleri ile kalp pili bulunmakta ve bu kişilerin elektronik cihazlarla aranmaları halinde sağlıkları tehlikeye atılmaktadır. Ayrıca ortopedik rahatsızlığı bulunan birçok kişinin eklemlerine yapılan tıbbi operasyonlarla metal parçalar kullanılmak suretiyle desteklenmektedir. Bu kişilerin arama noktalarında geçirildikleri sırada el ve kapı detektörleri sinyal vermektedir

5- Öte yandan plastik patlayıcılar ile plastik içerikli bazı sert cisimlerden yapılmış olan cisimlerde metal detektörleri ile yapılan kontrollerde gözden kaçmaktadır. Bu ve benzer özel durumlarda Özel Güvenlik Görevlileri aynı cinsten kişiler olmak kaydıyla elle arama yapabilmelidir.

6- Kapı detektörlerinin üzerine ‘’Kalp Pili Kullanan Kişilerin Geçmemesi’’ konusunda ikaz yazıları konulmalıdır.

7- Özel Güvenlik Görevlilerinin Spor Müsabakaları, konser gibi etkinliklerde görevlendirilmeleri halinde kullanabilecekleri araç gereç ve techizat, devriye, müdahale yada ulaşım aracı, sesli ışıklı ikaz sistemleri, Eğitimli hayvanların hizmette kullanımı konularına yönetmelik yada genelge ile kurallar getirilmelidir.

8- Özel güvenlik sektöründe, işe giriş-çıkış sirkülâsyonu çok olduğundan bazı işyerlerinde meydana gelen toplu istifalar hem şirketleri hem de güvenliği sağlanan kurumların zor duruma düşmesine yol açmaktadır. Toplu istifa ya da İhbar süresini beklemeden ayrılan Özel Güvenlik Görevlilerinin Çalışma izin belgelerinin geçici süre ile iptal edilmesi bu sorunun çözümünde etkili bir yöntem olacaktır.

9- Güvenlik sektöründe sertifikasını hak eden personel, harç parasını ödeyemediği için özel güvenlik kimlik kartını almakta güçlük çekerken, son genelge ile her sınav için ayrıca 25 YTL.  Sınav ücreti ödenmesinin zorunlu hale getirilmesi, sektöre olan ilgiyi de azaltmaktadır. Bu ücretin alınmasının mevcut yasaya uygun olmadığı değerlendirilmektedir.

10- Koruma planlarında personelin isimlerinin yazılması istenilmekte, personel değişimi halinde bu durum problem yaratmaktadır. Koruma planlarında Personelin isminin yerine unvanının yazılması kolaylık ve işlerlik sağlayacaktır.

11- Yönetim Kurulu Yurt dışında olan Yabancı Şirketlerin yönetim kurul kararlarının imzalanması ve Türkiye’ye gelmesinin zaman aldığı bu konuya çözüm getirilmesinin talep edildiği bilgisi alınmıştır.

12- Özellikle  sınavda  başarılı olan  personelin  sertifikalarının valilikler  tarafından  imzalanması  bürokrasiyi  artırmakta  ve  ciddi  zaman  kaybına  sebep olmaktadır. Faaliyet izni almış olan  eğitim  kurumlarının bu  sertifikaları  düzenlenmesine  imkân  verilmelidir. Bunun  suiistimali  halinde  eğitim kurumlarına ve yöneticilerine hem adli hem de idari  ağır cezalar uygulanmalıdır.

13- Özel Güvenlik Komisyonlarının Çalışma Usul ve Yöntemlerinde yeknesaklığa gidilebilmesi için Yönetmelik Yada Genelge ile düzenleme getirilmelidir.

14-Özel Güvenlik Birimlerinin Yöneticileri konusuna açıklık getirilmelidir.

15-Yasada Güvenlik Danışmanlığı konusunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Oysa Herhangi bir yerde Güvenlik sistemi oluşturulmadan önce yetkilendirilen kişilerin yerinde inceleme yaparak rapor vermesi ve bu raporun hem hizmeti talep edenin hem de Güvenlik Komisyonunun dikkate alması gerekir. Yasaya Güvenlik Danışmanlığı konusu ilave edilmelidir.

16-Ülkemizde Taşıma ya da Bulundurma silah ruhsatı olduğu halde binlerce kişinin bu konuda herhangi bir eğitimden geçmediği için çeşitli kazalara sebebiyet verdikleri, çevresindeki insanlara zarar verdikleri yada mevzuatın dışına çıktıklarından ruhsatlarının iptal edildiği bilinen bir gerçektir. Bu kişilerin belli bir eğitim programı çerçevesinde Özel Güvenlik Eğitim Kurumlarında eğitimden geçmelerinin zorunlu hale getirilmesi durumunda;

a)Kazayla vuku bulan olaylarda azalma,

b)Silahla Girilmesi yasayla yasaklanmış olan yerlerin güvenliği,

  1. c) Ruhsatı olan kişilerin hatadan kaynaklanan mağduriyetinin önlenmesi,

d)Uyum yasaları,

e)Özel Güvenlik Eğitim Kurumlarının atıl durumdan kurtarılarak topluma hizmette etkin rol alması sonuçlarını getirecektir.

17- İçişleri Bakanlığı’nın İl’lere gönderdiği 16.06.2006 tarih ve B.05.1.EGM.0.11.0.8.01/5972–10576 sayılı yazısında;

“ 5188 Sayılı Kanun ve Bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik gereğince Bakanlığımızca Özel Güvenlik Şirketlerine faaliyet izni verilerek Özel Güvenlik alanında Koruma ve Özel Güvenlik Hizmetinde bulunmalarına olanak sağlanmaktadır. Bu bağlamda şirketler;  kişi, kurum ve kuruluşlara koruma ve güvenlik hizmeti satmaktadırlar. Bu hizmet esnasında kullandıkları araçlar ile Özel Güvenlik Eğitim Kurumları ve Özel Güvenlik Birimlerinin sesli ve ışıklı uyarı sistemi kullandıklarının görüldüğü,

Özel Güvenlik Şirketleri, Özel Güvenlik Eğitim Kurumları ve Özel Güvenlik Birimlerinin kendi bünyelerindeki araçlar ile Koruma ve Güvenlik Hizmetlerinde kullandıkları araçlara ışıklı ve sesli uyarı işaretleri takmaları Karayolları ve Trafik Kanunu’na aykırılık teşkil ettiğinden, Karayolları ve Trafik Kanunu’nun 26. maddesi gereğince cezai yaptırım uygulanacağı” bildirilmiştir.

13.10.1983 tarihli oturumda kabul edilip l8.l0.l983 tarihli ve l8l95 numaralı Resmi Gazetede Yayınlanarak Yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun araçlara ait trafik ayırım işaretleri ve diğer işaretler başlıklı 26. Maddesinde;

Belirli araçlarda, çalışma yerini ve şeklini, kapasite ve diğer niteliklerini belirleyen plaka, ışık, renk, şekil, sembol ve yazı gibi ayırım işaretleri bulundurulması zorunludur.

(Değişik: 17.10.1996-4199/11 md.) Araçların dışında bulundurulması zorunlu işaretlerden başka, araçlara; reklam, yazı, işaret, resim, şekil, sembol, ilan, flama, bayrak ve benzerlerinin takılması,  yazılması, sesli ve ışıklı donanımların bulundurulması ve izin verilmesine dair esas ve usuller ile diğer hususlar İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.

Ayırım işaretleri bulunmayan araçlar trafik zabıtasınca trafikten men edilir.

Yönetmelikte belirtilen şartlara aykırı olarak bulundurulanlarla, araçlara izin alınmadan yazılan yazılar sildirilir veya takılan donanımlar bütün giderler ve sorumluluk işletene ait olmak üzere söktürülür.”  denilmekte ve yönetmeliğin ekinde verilen 1 ve 2 nolu cetvellerde hangi donanımların mecburi, hangi donanımların ihtiyari olduğu açıklanmaktadır.

Buradan da anlaşılacağı üzere bu düzenleme Trafikte seyrüsefer halinde bulunan normal araçlar için yapılmıştır. Oysa yukarıdaki yazının içerisinde de belirtildiği gibi İçişleri Bakanlığınca Özel Güvenlik Şirketlerine faaliyet izni verilerek Özel Güvenlik alanında (Kamu Güvenliğini Tamamlayıcı Mahiyette) Koruma ve Özel Güvenlik Hizmetinde bulunmalarına olanak sağlanmakta, Mülki İdare Amirliklerince Özel Güvenlik İzinleri verilerek Koruma ve Güvenlik Hizmetinin ne şekilde yapılacağı belirlenmektedir.

Özel Güvenlik Görevlilerine Görev Bölgeleri ile sınırlı kalmak kaydı ile belirli yetki ve sorumluluklar getirilmiştir. Görevin ne şekilde yapılacağı konusunda aynı yasa ya göre kurulmuş bulunan Özel Güvenlik Eğitim Merkezlerinde İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen Müfredat çerçevesinde, Özel Güvenlik Temel Eğitimi verilmekte; Herhangi bir şüpheli paket ile karşılaşılması halinde çevre emniyeti alınarak vatandaşların bölgeden uzaklaştırılması, olay yerindeki iz ve delillerin korunabilmesi için bölgenin kontrol altına alınarak Genel Kolluk Kuvvetleri gelinceye kadar kimsenin olay mahalline sokulmaması, yakın koruma, araçlı koruma gibi konular öğretilmektedir.

Bu görevlerin en iyi şekilde yapılabilmesi için  ışıklı ve sesli ikaz sistemi bulunan araçlara ihtiyaç vardır. Hatta zorunluluktur.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 71. maddesinde geçiş üstünlüğüne sahip araçlar, öncelik sırasına göre;

  1. a) Cankurtaran araçları, yaralı veya acil hasta taşıyan araçlar,
  2. b) İtfaiye araçları,
  3. c) Hükümlü veya sanığı takip eden veya emniyet ve asayişi korumak için acele olay yerine giden zabıta araçları,
  4. d) Bir trafik suçu işleyerek kaçan aracı takip eden veya trafik güvenliğini koruma veya trafik kazasına el koyma amacıyla olay veya kaza yerine gitmekte olan görevlilere ait araçlar,
  5. e) Alarm sırasında sivil savunma hizmetlerinde görevli bulunan araçlar,
  6. f) Koruma ile görevli ve korunan araçlar.

Olarak belirlenmiştir.

Özel Güvenlik Şirketlerine ve Özel Güvenlik Görevlilerine Koruma Görev ve Yetkisi 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa ile verilmiştir. Koruma ile görevli ve korunan araçların geçiş üstünlüğünün olduğu, şartlar oluştuğunda bu yetkiyi çevreye zarar vermeyecek şekilde ışıklı ve sesli ikaz sistemleri ile kullanılması gerektiği de Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliğinde belirtilmekte, kural dışı kullanıma cezai yaptırım getirmektedir.

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa Özel Güvenlik Görevlisine bu konuda en önemli yetkiyi, Silah Taşıma ve Kullanma Yetkisini vermiştir. Koruma ile Görevli araçların ışıklı ve sesli ikaz sistemini kullanmaları görevin niteliğinden doğan bir ihtiyaçtır. Bu nedenle; Özel Güvenlik Şirketlerinin Görev araçlarında sesli ve ışıklı ikaz sistemlerinin bulundurulmasının yasaklanması yerine; bulundurulmasına ve kullanımına belirli kurallar getirilmesi, kurallara uymayanlara cezai yaptırımların uygulanması daha iyi neticeler verecek, hizmet kalitesini artıracak, genel kolluğun yükünü azaltacaktır.

18- Hizmet Sözleşmesi, iş akdi gibi ticari sır niteliğindeki evrakın görev mahalli olan kulübede denetimler için bulundurulması istenilmektedir. Benzer evrakın kontrolü şirket merkezinde yada şubesinde kontrol edilebilir. Yada denetime çıkan personel Özel Güvenlik Şubesine daha önceden teslim edilmiş olan evrakı kontrol ederek dosyasında bulunan evrakı denetimde istememelidir.

19- Herhangi bir olağanüstü durum dışında yapılan mutad denetimler önceden şirket yetkilileri bilgilendirilerek yapılmalıdır.

20-Özel Güvenlik Komisyonunun hangi sürelerde toplanacağının belli olmaması nedeni ile gecikmeler yaşanmaktadır.

21-Yönetmeliğin 17. maddesinde Güvenlik Soruşturması ve arşiv araştırmasının eğitim devam ettiği sırada yaptırılabileceği belirtildiği halde bazı illerde uygulanmadığından gecikmeler yaşanmaktadır.

22- 5188 Sayılı kanuna göre Silahlı olarak yakın koruma yapılması mümkün olduğu halde bazı komisyonlar buna müsaade etmediği gibi yakın koruma görevlisini silahsız ve üniformalı olarak görevlendirmektedir. Üniformalı olarak yakın koruma görevinin ifa edilmesi doğru değildir.

23- 5188 Sayılı kanunun 10. maddesi ile 4857 sayılı iş kanununun 30. maddesi çelişmekte iş kurumları Özel Güvenlik Şirketlerinin Kanunun öngördüğü oranda Özürlü ve Hükümlü çalıştırmasını istemektedir. Bu konu Yasa ile yeniden düzenlenerek netleştirilmelidir.

24- Genel Kolluk Kuvvetlerinde görev alan personelin Özel Güvenlik ile ilgili konularda bilgilendirilerek Özel Güvenlik olgusunu benimsemesi sağlanmalıdır.”

2- Tüm Özel Güvenlik Federasyonu Başkanı Osman Nuri GÜNDEŞ ile özel güvenlik şirketlerinin yetkilileri ve sektör temsilcileri konumunda bulunan Nihat KUBUŞ, Hasan Gazi ÖZER, Ertuğrul KARA, Mehmet Nuri ERİM ve Jozef VENTURA ile 27.10.2006 tarihinde yapılan görüşmeye müteakiben Müfettişliğimize hitaben gönderilen yazılarında;

“…Kanunun 4 üncü maddesinde; Özel Güvenlik Komisyonuna İllerde kurulu bulunan Ticaret Odası, Sanayi Odası yada Ticaret ve Sanayi Odası yetkilisi olarak Oda Yönetimince bir kişi gönderilmektedir. Başta İstanbul olmak üzere Özel Güvenlik Sektörünün Ticaret odalarında Müstakil Meslek Komiteleri olmadığından Umum Müteahhitler, Pastacılar, Fırıncılar ve benzeri meslek gruplarında temsil edilmekte ve Özel Güvenlik Komisyonuna da bu kişiler görevlendirilmektedir. Bu nedenle Komisyonda Özel Güvenlik sektörünü Özel Güvenlik Federasyonu tarafından görevlendirilecek kişi temsil etmelidir.

Kanunun 5 inci maddesinde; Güvenlik ihtiyacı aniden gelişen olaylar sonrasında doğmakta ve hizmet almak isteyen kişi bu hizmeti en kısa süre içerisinde talep etmektedir. Toplu konut sitelerinde yada işyerinde hırsızlık, saldırı yada sabotaj olayı ile karşılaşan kişi yada kurum güvenlik hizmetini hemen satın almak istemektedir ve bu isteminde de haklıdır. Bu nedenle bildirimin hizmetin başlamasından itibaren en geç 7 gün içerisinde yapılması bürokrasi yerine hizmeti ön plana çıkaracaktır.

Kanunun 6 ncı maddesinde; Bu yasa çıkartılırken ilgilinin talep etmesi halinde özel güvenlik izninin verilmesi ilkesi benimsenmiştir. Oysa ülkemiz kritik bir bölgede bulunmakta ve mülki idare amirleri bazı tedbirlerin alınması için belirtilen yerlerin sahiplerini yada yöneticilerini yasal yollardan zorlayabilmelidir. Nitekim 1999 yılında Teröristbaşı Öcalan’ın yakalanarak ülkemize getirilmesine müteakip başta İstanbul olmak üzere birçok ilimizde büyük maddi kayıplar ve ölüm olaylarının olduğu saldırılar gerçekleşmesi üzerine İstanbul Valiliği 1999/1 sayılı Güvenlik tebliğini 16 Mart 1999 tarihli resmi gazetede yayımlayarak yürürlüğe koymuştur. Bu tebliğ halen yürürlükte bulunmakta ve İstanbul ilinde uygulanmaktadır. Bu ihtiyacın Tebliğ ile değil de Yasa ile giderilmesinde fayda görülmektedir.

Kanunun 7 nci maddesinde; Halihazırda sektörde,

Genel Kollukta en az beş yıl görev yapmış olup da ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçmemiş olanlar ve Özel Güvenlik Temel Eğitimini alan 4 yıllık Yüksekokul mezunları şirketlerin yöneticisi olarak görev alabilmektedirler.

Üniversitelerin Özel Güvenlik alanında 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitiren mezunları silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak görevlendirebilmektedirler.

Özel Güvenlik Temel Eğitimini (silahlı) almış olan Lise mezunları silahlı yada silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak görevlendirilebilmektedirler.

Özel Güvenlik Temel Eğitimini almış olan Orta Okul mezunları silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak görevlendirilebilmektedirler.

Yukarıdan da anlaşılacağı üzere 5188 sayılı Yasa sadece Temel Eğitimi baz almış ve hiyerarşik bir yapılanma meydana getirmemiştir.

Özel Güvenlik görevlisinin yetkilerini sadece silahlı ve silahsız olarak ikiye ayırmıştır. Bu durum uygulama da, aşağıda belirtilen sıkıntılara neden olmaktadır:

  1. Bu yasa çıkmadan önce denetim, gözetim gibi hizmetlerde çalışan İlk Okul mezunu kişiler sektörün dışına itilmişlerdir, oysa şehir dışında sanayi sitelerinde bulunan fabrikalarda ve benzeri yerlerde uzunca bir süredir çalışmakta olan Bekçiler bu hizmetleri başka bir ünvanla yürütmektedirler. Görev ve yetkileri belirlenmek suretiyle bu kişilerde 5188 sayılı yasa kapsamına alınmalı ve böylece “Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez” hükmü yasaya konulmalıdır.

Bu gerçekleştiği taktirde sektörde çalışan mevcut personeli yaklaşık 150.000 kişi daha ilave olacak, sektör ekonomisi ile daha da büyüyecek, Kanunda tamamlanmamış olan görevler yasa kapsamına alınarak denetim altına alınmış olacak ve bu şahısların şu an yaşadığı mağduriyetleri ortadan kaldıracaktır.

  1. Üniversitelerin Özel Güvenlikle ilgili 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitirenler 120 saatlik silahlı Özel Güvenlik Eğitimi almış Lise mezunları kadar yetkili kılınmamışlardır.

Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin 5188 sayılı yasada konumları tam olarak belirgin olmadığından öğrencilerle yapılan görüşmelerde kaygı içerisinde oldukları, gelecek ve kariyer beklentilerinin olmadığı görülmektedir. Bu nedenlerle Özel Güvenlik görevlileri yetki ve sorumlulukları paralel olmak kaydı ve şartı ile hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabii tutulmalı personelin yükselmesi ve kariyer yapmasına imkan verilmelidir.

Özel Güvenlik görevlileri dört sınıfa ayrılmalıdır;

Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Çalışma İzin Belgeleri Kırmızı Renkli): Üniversitelerin 2 yada 3 yıllık Özel Güvenlik Meslek Yüksek okullarını bitirmiş, silah eğitimi almış, Özel Güvenlik Görevlisi olmaya hak kazanmış kişiler, Özel Güvenlik Şirketlerinde ve Eğitim Kurumlarında ara kademe, yönetici olarak görevlendirilmeli ve bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkilerin tamamını kullanabilmelidir.

Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Çalışma İzin Belgeleri Beyaz Renkli): 5188 Sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Lise mezunu kişiler.

Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Çalışma İzin Belgeleri Gri Renkli): 5188 sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Orta Okul mezunu kişiler. Bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkileri silahsız olarak kullanabilmelidir.

Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Çalışma İzin Belgeleri Beyaz Renkli): Özel Güvenlik Görevlisi olmasına mani bir durumunun olmaması kaydıyla İlk Okul Mezunu kişiler. Bu görevliler 5188 sayılı yasada belirtilen; arama, yakalama, el koyma, kimlik sorma, emanete alma, zor kullanma gibi yetkileri olmaksızın görevli olduğu alan içerisinde denetim ve gözetim yaparak olağan dışı bir olayla karşılaşılması halinde suçüstü halleri hariç olmak üzere, olaya müdahale etmeden yetkililere bildirme konularında silahsız olarak görevlendirilebilmelidir.

-Kamu görevi nedeniyle Silah taşıma belgesi bulunan ortaokul mezunu Polis ve Askerlere (Uzman) silahlı özel güvenlik görevlisi olarak görev yapma hakkı verilmelidir.

-5188 sayılı yasa Özel Güvenlik Görevlilerine elektronik gereçlerle arama yapma yetkisi vermiştir. Oysa günümüzde birçok kişide sağlık nedenleri ile kalp pili bulunmakta ve bu kişilerin elektronik cihazlarla aranmaları halinde sağlıkları tehlikeye atılmaktadır. Ayrıca ortopedik rahatsızlığı bulunan birçok kişinin eklemlerine yapılan tıbbi operasyonlarla metal parçalar kullanılmak suretiyle desteklenmektedir. Bu kişilerin arama noktalarında geçirildikleri sırada el ve kapı dedektörleri sinyal vermektedir.

-Öte yandan plastik patlayıcılar ile plastik içerikli bazı sert cisimlerden yapılmış olan cisimlerde metal dedektörleri ile yapılan kontrollerde gözden kaçmaktadır. Bu ve benzer özel durumlarda Özel Güvenlik Görevlileri aynı cinsden kişiler olmak kaydıyla elle arama yapabilmelidir.

Kapı dedektörlerinin üzerine “Kalp Pili Kullanan Kişilerin Geçmemesi” konusunda ikaz yazıları konulmalıdır.

Kanunun 8 inci maddesinde; Silahlı Koruma yapmak üzere komisyon kararı ve Vali onayı ile silah alınmasının belli bir süreci gerektirmesi nedeni ile ihtiyaca zamanında cevap verilememektedir. Ayrıca alınan silahların görev bittikten sonra ne yapılacağı hususunda da belirginlik olmadığından farklı yorumlar ve uygulamalar yapılmaktadır. Bu nedenle “özel güvenlik şirketleri ateşli silah alamaz ve bulunduramazlar.” hükmü kaldırılmalıdır.

Kanunun 11 inci maddesinde; Güvenlik soruşturmaları kamuya ek külfetler getirdiği gibi beklenen faydayı sağlamamakta, sistemin yavaş işlemesine neden olmaktadır. Bir özel Güvenlik Görevlisinin eğitimden geçirilmesi, sınava katılarak başarılı olması, sağlık muayenesinden geçmesi, soruşturmasının tamamlanması, harç tutarının ödenmesi, evrağının ikmal edilerek Çalışma İzin Belgesinin düzenlenip kendisine teslim edilmesi büyük illerde yaklaşık 5-6 aylık bir süreci gerektirmektedir. Hiçbir şirketin bu çalışma şartlarında çok sayıda yedek personel tutma imkanının olmadığı göz önünde bulundurulduğunda bu şartlarda  şirketlerin yeni bir işe talip olmaları ve talip olmaları halinde  hukuk içinde kalmaları mümkün görülmemektedir. Bu nedenle Geçici Çalışma izni verilebilmesinin önü açılmalıdır.

Kanunun 13 üncü maddesinde; Uygulamada yakın koruma görevlilerinin üniformalı olarak görev yapması istenilmektedir. Bu durum yakın koruma görevinin özellikleri ile bağdaşmamaktadır.

Kanunun 14 üncü maddesinde; Yasa sadece Özel Güvenlik Temel Eğitiminden bahsetmektedir. İhtisas eğitimleri hakkında herhangi bir açıklık yoktur. Şirketlerin Yöneticisi olan 4 yıllık Yüksek Okul mezunu kişilerin Özel Güvenlik Görevlileri gibi 5 yıl sonra yenileme eğitimine katılması gerekmektedir. Bu uygulama hiyerarşik yapılanmaya zarar vermektedir. Öte yandan Genel kolluk kuvvetlerinden ayrılarak Özel Güvenlik Sektöründe Yönetici olanların şu an meslekte faal olarak görev yapan hem rütbeleri 5 yılda bir eğitime tabi tutulmaktadırlar. Polis ya da jandarmada uygulanmayan bir sistemin Özel Güvenlik Sektöründe de uygulanmaması gerekir. Öte yanda Özel Güvenlik Eğitim Merkezlerinde verilen eğitimin 625  sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında olmaması nedeni ile % 18 KDV uygulanmakta bu meblağı dar gelirli Özel Güvenlik Görevlileri ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca Milli  Eğitim Bakanlığının Eğitim ve öğretim hizmeti vermek üzere yapılandırılmış ve çok sayıda eğitim formasyonu almış personelinin olmas,ı deneyimleri,, kaynakları, sınav merkezleri ve diğer imkanları göz önünde bulundurulduğunda  Özel Güvenlik Eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığının da içerisinde bulunduğu bir otorite tarafından organize edilmesinde fayda görülmektedir.

 

Kanunun 19 uncu maddesinde; d) Maddesi idari cezalar maddesi olan 20. madde kapsamında değerlendirilmelidir.

Kanunun 20 inci maddesinde; İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü 2012 sayılı İçişleri Bakanı Sn. Abdülkadir Aksu imzalı 29.12.2005 tarihli yazısında özetle; “Kanunun 11. Maddesinde düzenlenen “çalışma izni” ile ilgili cezayi hükümlerin uygulanmasında mağduriyetlerinin ortaya çıkmasının muhtemel göründüğü, sınava girerek başarılı olan, ancak Kimlik Kartının verilememesi gibi sebeplerle Özel Güvenlik Görevlileri ve bu kişileri istihdam eden kişiler hakkında sınav ve çalışma izini konusunda meydana gelen gecikmenin idareden kaynaklandığı dikkate alınarak belirtilen aksaklıkların giderilmesine kadar 5188 sayılı Kanun kapsamında idari işlem yapılmaması ve adli mercilere suç duyurusunda bulunulmaması gerektiği değerlendirilmektedir.”

20.06.2006 tarihinde Özel Güvenlik Federasyonu olarak İçişleri Bakanımız Sayın Abdülkadir Aksu’ya yapılan ziyaretle yazılı olarak müracaatta bulunulmuş ve: “Yasanın 19 ve 20. maddelerinde bahsi geçen denetimin, personelin çalışma izin belgesi ile ilgili kısmının 2009 yılına ertelenmesi,

  1. a) Özel Güvenlik Temel Eğitimi almış olan personelin sınav haklarının tamamını kullanıncaya kadar geçici kimlik kartı ile silahsız ve zor kullanım ile ilgili teçhizatı taşımamak ve zor kullanma yetkisi olmaksızın çalışmasına müsaade edilmesi,
  2. b) Güvenlik Görevlilerinin ödemek zorunda oldukları harç tutarının ekonomik durumları göz önünde tutularak kaldırılması yada asgariye indirilmesi” talep edilmiştir.

Özel Güvenlik Sektöründe şu an yaklaşık 200–230 bin personelin çalıştığı tahmin edilmektedir. Buna karşın şu ana kadar çalışma izin belgesini alan personel sayısı yaklaşık 80 bin kişidir. Bu durumda Çalışma izin belgesi olan personel sayısı ile ihtiyaç duyulan personel sayısında ciddi bir arz ve talep dengesizliği görülmektedir. Özellikle İstanbul’da yeteri sayıda Çalışma izin belgeli personel bulunamadığından mevcut personeli kaybetme kaygısı ile gereği gibi denetim ve kural dışı hareket eden personele gerekli yaptırımlar tatbik edilememekte bu durum hizmet kalitesini düşürdüğü gibi maliyetleri de artırmaktadır. Personel sürekli hangi şirket daha fazla ücret ödüyor bunu takip etmekte şirketler arası personel dolaşımı sürekli devam etmektedir.

-5188 Sayılı yasa sürekli Özel Güvenlik Şirketleri ile Eğitim Merkezlerinin yapacakları hatayı cezalandırıcı tedbirler getirdiği halde Özel Güvenlik görevlileri ile ilgili küçük dahi olsa bir yaptırım öngörmemiştir.

-Personel eğitim alıp sınavlarda başarılı olduğu halde 246 YTL tutarındaki Harcı ödeyip çalışma izin belgesini almamakta yada alamamaktadır.

-Şirket yöneticileri sürekli ikaz ettikleri halde kaybolacağı gerekçesi ile Çalışma izin belgelerini yakalarında taşımak istememekte ceplerine taşımaktadırlar. Birisi sorduğunda çıkartıp göstermektedirler. Bu kuralsızlığın sebebi olarak personele cezai yaptırım getirilmemiş oluşu görülmektedir. Personelin hatası nedeniyle işverenin cezalı duruma düşmesi halinde personele de sembolik dahi olsa ceza uygulanmalıdır.

-Birim Yöneticilerine de kurallara uymamaları halinde  cezai yaptırımlar getirilmelidir.

Kanunun 21 inci maddesinde; Mevcut uygulamada Mali mesuliyet Sigortası yaptırma sorumluluğu İşverene (Özel Güvenlik Şirketine) aittir. Sektörde personelin şirketler arasında sürekli hareket halinde olması nedeniyle herhangi bir değişiklik halinde poliçelerde yapılan zeyil işlemleri çok fazla emek, kaynak gerektirmekte, yapılan zeyillerin takip edilmesi imkansız hale gelmektedir. Öte yandan mevcut sistemde Özel Güvenlik Görevlisinin üçüncü bir şahsa zarar vermesi halinde bu sigorta sistemi sadece işvereni korumaktadır. Zarar gören kimse zararının tazmin edilmesini istediğinde Sigorta şirketi zararı karşılayacak ve kusurlu olabileceği gerekçesi ile de bu zararı Özel Güvenlik Görevlisine Rücu edecektir. Görüldüğü gibi konulan bu kural Özel Güvenlik Görevlisini korumamaktadır. Bunun yerine Özel Güvenlik Görevlisinin Mali Mesuliyet Sigortasını kendisinin yaptırma sorumluluğu getirilmelidir. Özel güvenlik Mali Mesuliyet Sigortasını Özel Güvenlik Görevlisinin kendisi yaptırdığı taktirde halinde riskin oluşması halinde, sistem Güvenlik görevlisini koruyacak, poliçe personele ait olduğundan görev yeri değişikliği halinde gereksiz yazışmalara sebep olmayacak bir kişinin bir yıllık mali Mesuliyet Sigorta bedeli 21 YTL. dir.

Kanunun 22 inci maddesinde; Özel Güvenlik Eğitim Kurumlarının 625 sayılı kanun kapsamında hizmet vermesi ihtimaline binaen yeniden düzenlenmelidir.

Kanunun 24 üncü maddesinde; Özel Güvenlik Görevlilerinin bu sene itibari ile Çalışma izin belgesi alabilmek için 246 YTL.Harç ödemesi gerekmektedir. Ortalama 450 – 600 YTL maaş ile çalışan personel bu rakamı ödemekte güçlük çekmektedir. Bu nedenle sınavda başarılı olup ta Belge almaya hak kazandığı halde Çalışma izin belgesini alamayan personel sayısı oldukça yüksektir. Çalışma izin belgesi için personelin ödemesi gereken harç tutarı kaldırılmalıdır…”

 

 

 

3- ÖGSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve TÖGF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı N. Nihat KUBUŞ, 01.11.2006 tarihli Müfettişliğimize hitaben yazdığı yazıda;

“…Özel güvenlik görevlileri de kendi mesleklerinde kariyer yapabilmelidir.

Özel Güvenlik Sektöründe;

—Genel Kollukta en az beş yıl görev yapmış olup ta ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçmemiş olanlar ve Özel Güvenlik Temel Eğitimini alan 4 yıllık Yüksekokul mezunları, şirketlerin yöneticisi olarak.

—Üniversitelerin Özel Güvenlik alanında 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitiren mezunları, silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak.

—Özel Güvenlik Temel Eğitimini (silahlı) almış olan Lise mezunları, silahlı yada silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak.

—Özel Güvenlik Temel Eğitimini almış olan Orta Okul mezunları,  Silahsız Özel Güvenlik Görevlisi olarak görevlendirilebilmektedirler. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Yasa da bu ayrım yapıldığı halde personeller arasında hiyerarşik bir yapılanma meydana getirilmemiştir. Yasa sadece Temel Eğitimi baz almış ve Özel Güvenlik görevlisinin yetkilerini sadece silahlı ve silahsız olarak ikiye ayırmıştır. Bu durum uygulama da, bazı sıkıntılara neden olmaktadır:

Bu yasa çıkmadan önce denetim, gözetim gibi hizmetlerde çalışan İlk Okul Mezunu Kişiler sektörün dışına itilmişlerdir, oysa şehir dışında sanayi sitelerinde bulunan fabrikalarda toplu konut sitelerinde ve benzeri yerlerde zor şartlarda çalışmakta olan arama, yakalama, el koyma, kimlik sorma, emanete alma, zor kullanma gibi yetkileri olmaksızın ve kullanmaksızın görev yapan Bekçiler, gözetim görevlileri fiilen Güvenlik Hizmeti yürüttükleri halde bu kanun kapsamına alınmamışlar, birçoğu yıllardır çalışmakta oldukları işyerlerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Görev ve yetkileri belirlenmek suretiyle bu kişiler de 5188 sayılı yasa kapsamına alınarak “Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez.” hükmü yasaya konulmalıdır. Gerçekleştiği taktirde; sektörde çalışan mevcut personel sayısı artacak, sektör; ekonomisi ile daha da büyüyecek, kanunda tanımlanmamış olan görevler yasa kapsamına alınarak denetim altına alınmış olacak, işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunacak ve bu şahısların şu an yaşadıkları mağduriyetler ortadan kaldırılmış olacaktır.

Üniversitelerin Özel Güvenlikle ilgili 2-3 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitirenler 120 saatlik silahlı Özel Güvenlik Eğitimi almış Lise mezunları kadar yetkili kılınmamışlardır. Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin 5188 sayılı yasada konumları tam olarak belirgin olmadığından, öğrencilerin ve bu okulları bitirenlerin gelecek kaygısı içerisinde oldukları, yasanın kendilerini gereği gibi motive etmediği görülmektedir.

Özel Güvenlik görevlileri, yetki ve sorumlulukları paralel olmak kaydı ile hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabii tutulmalı personelin yükselmesi ve kariyer yapmasına imkan verilmelidir.

Örnek olarak Özel Güvenlik görevlileri dört sınıfa ayrılabilir;

1- Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Uzman)

( Çalışma İzin Belgeleri Kırmızı Renkli): Üniversitelerin 2 yada 3 yıllık Özel Güvenlik Meslek Yüksek okullarını bitirmiş, silah eğitimi almış, Özel Güvenlik Görevlisi olmaya hak kazanmış Kişiler, Özel Güvenlik Şirketlerinde ve Eğitim Kurumlarında ara kademe, yönetici olarak yada Özel Güvenlik Birim Yöneticisi olarak görevlendirilebilmeli ve bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkilerin tamamını kullanabilmeli.

2- Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Uzman Yardımcısı)

( Çalışma İzin Belgeleri Mavi Renkli): 5188 sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Lise mezunu kişiler. Bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkilerin tamamını silahlı olarak kullanabilmeli.

3- Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Özel Güv Gör)

( Çalışma İzin Belgeleri Gri Renkli): 5188 sayılı Özel Hizmetlerine dair yasada belirtilen eğitim almış ve şartları taşıyan Orta Okul mezunu Kişiler. Bugünkü 5188 sayılı yasanın Özel Güvenlik görevlilerine verdiği yetkileri silahsız olarak kullanabilmeli.

4- Sınıf Özel Güvenlik Görevlisi (Özl Güv. Gör. Adayı Yada Özel Güv. Gözetim Görevlisi)

( Çalışma İzin Belgeleri Beyaz Renkli): Özel Güvenlik Görevlisi olmasına mani bir durumunun olmaması kaydıyla İlk Okul Mezunu kişiler.

Bu görevliler 5188 sayılı yasada belirtilen; arama, yakalama, el koyma, kimlik sorma, emanete alma, zor kullanma gibi yetkileri olmaksızın görevli olduğu alan içerisinde denetim ve gözetim yaparak olağan dışı bir olayla karşılaşması halinde suçüstü halleri hariç olmak üzere, olaya müdahale etmeden yetkililere bildirme konularında silahsız olarak görevlendirilebilmelidir.

Yukarıda bahsettiğim yapılanma sadece örnektir. Tarafların görüşleri alınmak sureti ile; sınıflandırmanın isimleri, yetki ve sorumlulukları, nitelikleri, sayısı değiştirilerek, ilave ve çıkartmalar yapılarak en doğru uygulama bulunabilir. Sistem oturdukça;  uygulamaların içerisinde bulunan kişiler olarak; gerçek hayatla örtüşen, Sektör Çalışanlarının motivasyonunu artıracak, kariyer yapmasına imkan tanıyacak hizmette verimliliği ve kaliteyi artıracak yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacını daha net olarak görüyor ve bu fikirlerimizi paylaşıyoruz. Gayretimiz sektörümüzün daha iyi noktalara taşınması içindir…”

 

4- “Özel Güvenlik” adlı meslek dergisinin Genel Yayın Müdürü Yusuf Vehbi DALDA, 15.11.2006 tarihinde yapılan görüşmeye müteakiben Müfettişliğimize hitaben gönderdiği yazıda;

“…Para nakli çok ciddi bir konudur, bunun icrasında bazı kriterler getirilmelidir. Bu Yönetmelikte de yapılabilir. Mülga 2495 ve Avrupa yasalarından yararlanılabilir. Para taşınması ile ilgili tedbirler:

1 – Büyük para nakillerinde kuruluşça temin edilecek zırhlı araçların kullanılması,

2 – Para ve kıymetli madde taşınmasında gizliliğe azami ölçüde uyulması ve konu ile ilgili bilgilerin sadece görevlilere verilmesi,

3 – Büyük para nakillerinde mahalli Genel Kolluğa önceden haber verilmesi,

4 – Nakillerin mümkün olduğu ölçüde gündüz sonuçlanacak şekilde planlanması, gece nakil zorunlu ise, uçak, tren veya vapurun tercih edilmesi,

5 – Nakillerde kalabalık caddeler ve güzergahların seçilmesi,

6 – Mümkün olan yerlerde ücret ve maaş ödemelerinde çek usulünün tercih edilmesi,

7 – Paraların, açılması ve taşınması güç, şifreli ve ağır çelik kasalarla nakledilmesi,

8 – Para nakillerinde değişik araç, yol ve zamanların seçilmesi,

9 – Yolcu ve ekspres trenlerinde görevliler arasında haberleşme imkanının sağlanması,

10 – Trenlerde kıymetli eşya ve büyük para nakli için çelik kasalı özel vagonlar bulundurulması,

Hizmetin yapılması ile ilgili kriter konmaması halinde meydana gelen olaylardan devlet de vebal altında kalabilir. Konu en az alarm merkezleri kadar önemlidir.

Özel Güvenlik Komisyonun çalışma usulü belirlenmelidir. Bu yönetmelikle de yapılabilir. Özellikle silah izni verilmesinde sıkıntılar yaşandığı bilinmektedir.  Mülga 2495 sayılı yasada bu konudaki düzenlemeden yararlanılabilir. Böylece şikayetler önlendiği gibi keyfi uygulamaların da önüne geçilmiş ve silah kullanımı somut bir gerekçeye dayandırılmış olunur.

Silah Cins ve Miktarının Tespiti: Bu teşkilat personelinin kullanacağı silahların cins ve miktarı azami tasarrufa riayet edilmek ve ilgili kuruluşun görüşü dikkate alınmak suretiyle, o kuruluşun bulunduğu ilin özel güvenlik teşkilatı il koordinasyon kurulu tarafından belirlenir ve İçişleri Bakanlığının onayına sunulur. Ancak, tabanca haricindeki makineli tabanca ve uzun namlulu diğer cins silahlar için İçişleri Bakanlığınca onay verilmeden önce bu Konuda Genelkurmay Başkanlığının görüşü alınır. Bu belirleme sırasında kuruluşun;

  1. a) Ürettiği madde ve gördüğü hizmetin cins ve niteliği bakımından önemi ve özelliği,
  2. b) Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tehdit tehlike ve tecavüzlere karşı hassasiyeti, hassas yerleri ve yönleri,
  3. c) Bulunduğu yerin coğrafi ve topoğrafik şartları, bulunduğu bölgenin saldırılara karşı hassasiyeti,
  4. d) Bir saldırı halinde yardım alabilmek bakımından mahalli kolluk kuvvetlerine yakınlığı, haberleşme ve ulaşım imkanları gibi hususlar göz önünde bulundurulur.

Güvenlik Birimleri yöneticileri ile ilgili bir düzenleme yok. Bu standart ve de özellikle eğitimsiz kişilerin görevlendirilmesi açısından önemli zafiyet ve aksaklıklara yol açacak nitelikte. (Mevcut GB yöneticileri için yeni şartlara uyum için 6 ay 1 yıl sure verilebilir) Böyle bir düzenleme bulunmamasının, uygulamada bu alanda hizmet veren bir takım şirketlerin var olması nedeniyle önce kayıt dışı iş ve işlem yapılması, daha önemlisi de kurulan sistemi bozacak şekilde standart dışı düşük kalitede hizmet verilmesine neden olunmaktadır. Ülkede çok sayıda olan Eğitim ve Danışmanlık şirketleri “özel güvenlik eğitimi de veriyorlar ve vermek istiyorlar” Kalite, haksız rekabet ve birçok nedenlerden dolayı bunun önünü almak gerekir.

Özel güvenlik silah eğitimi alan ve “silahlı“ çalışma izni- kimliği alan özel güvenlik görevlilerine, görevde bulundukları süre içinde kişisel silah taşıma ruhsatı verilir. Bunlarda aranacak nitelikler, eğitimleri ve diğer silahın kullanılması konusunda da genel bir ibare konmasında yarar olabilir. Burada diğer kullanılabilecek teçhizat ile de ilgili bir hüküm konabilir:

Kelepçe kullanımı, (Bu konuda mülga 2495 teki hükümlerden de yararlanılabilir.)

“ Özel güvenlik teşkilatı personeli, görev alanları içinde (Bu Yönetmelikte verilmiş görevlerini yaparken 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16 ıncı maddesine göre) aşağıda yazılı hallerde silah kullanmaya yetkilidir;

  1. a) Nefsini savunmak için,
  2. b) Başkasının can ve ırzına yöneltilen ve başka şekilde men’i mümkün olmayan bir saldırıyı önlemek için,
  3. c) Korumakla görevli olduğu mevkie veya elindeki silaha veya güvenliğini sağlamakla görevli olduğu kuruluşa veya şahıslara karşı yöneltilen saldırıyı başka şekilde def’e imkan kalmamışsa,
  4. d) Vazife yapmasına engel olmak için tek veya toplu olarak fiile mukavemet gösterilmiş veya saldırıyla karşı konulmuşsa,
  5. e) Vazife esnasında tecavüze veya karşı koymaya elverişli aletlerin ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmeyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah veya aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa,
  6. f) Ağır hapsi gerektiren bir suçtan dolayı veya sanık hükümlü olup da aranmakta olan bir şahsın Genel Kolluğun talebi üzerine yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine kulak asmayarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa,
  7. g) Herhangi bir suçtan hükümlü veya tutuklu olup da tutulması genel kolluk tarafından talep edilen şahısların kaçmaları veya bu maksatla Özel Güvenlik Zabıtası görevlisine taarruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmaya ve taarruza mani olmak için başka çare bulunmamışsa.

Silah Kullanma Yöntemi,

Silah kullanabilme yetkisi, 34 üncü maddede belirtilen durumlarda, silah kullanmaktan başka bir çare kalmadığı hallerde geçerlidir. Böyle bir halde de mümkün olduğu kadar suçlu veya sanığın yaralı olarak yakalanmasına dikkat edilmesi gerekir. Güvenlik hizmetlerinin taşıdığı risk dikkate alındığında bu görevi yürütecek olanları motive etme açısından “kişisel ruhsat verilmesi” yararlı olabileceği gibi, bunların görevde kendi imkanları ile satın alacakları ı silahları kullanabilmeleri, hem silah sanayine katkıda bulunacak hem de kişilerin bu konuda daha duyarlı ve bilinçli olmalarına imkan sağlayabilecektir. Böylece “silah kullanma yetkisi vardı yoktu” gibi tartışmalar önleneceği gibi iyi bir açıklama da yapılmış olunur. Bu şekilde şu veya bu şekilde tereddüt ve ilhal edildiği şüphesi olmayacağı gibi, şu veya bu şekilde eksik var şeklindeki eleştirilerin de önüne geçilmiş olunur.

Eğitimin Milli Eğitim Bakanlığına devredilmesine gerek bulunmamaktadır. Yasanın ilk uygulandığı yıllarda yoğun başvurular nedeniyle yaşanan sıkıntılar 2 yıllık uygulama sonucunda kısmen giderilmiş ve sistem oturmaya başlamıştır. 5188 sayılı yasaya göre verilen eğitimlerden KDV oranının %18’den %8 indirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca eğitim kurumları yeniden incelenmelidir, özellikle küçülme ve yapılan adres değişiklikleri ile belirlenen standartlara elverişli olmayan yerlerde eğitim verilmektedir. Diğer taraftan sınıftaki öğrenci sayısı 25 e indirilmelidir. Büyük birikim bittiği için bu konuda Genel Milli Eğitim ve AB standardına yaklaşılmalıdır. Bu şüphesiz eğitim kalitesini artıracaktır.

Özel güvenlik eğitimi adayın işe başlamasında itibaren 3–6 ay içinde tamamlanır. Böylece sınav aralığı ve kimlik için geçen süreden dolayı eleman bulunamıyor gibi eleştiriler ortadan kalkar, süre kazanılmış olur. Genelde az gelir düzeyine yönelik ve ekseriya asgari ücretle çalıştırıldığı ayrıca uzun ve gece çalışma ve mesleğin arz ettiği riskler ve de eğitim, prosedürler ve harç nedeniyle maliyeti yüksek olduğundan özel güvenlik mesleği cazip gelmediği için eleman temininde zorluk yaşanmaktadır. Bu düzenleme ile kişi işe başlamasıyla hem bir güven duyacak ve de maliyeti aldığı ücretle taksitle karşılayabilecektir. Avrupa ve ABD’de uygulamalar bu doğrultudadır ve de sistemi rahatsız edecek bir sorun yoktur. İşe başlama resmi makamlara iletileceğinden kayıt dışı sorunu ile eğitim yaptırmama kendiliğinden önlenecektir ve sektörün artık herhangi bir mazereti kalmayacağı için, eleman bulma zorluğu da kendiliğinden önlenmiş olunur.

Adli ve İdari cezalarda “Güvenlik Birimi Yöneticilerini“de dahil etmek gerekiyor. Bu şekilde o birimlerde de bu işler daha ciddi alınır. Bu güvenlik birimi genelde hizmet satın alan konumunda olduğu için, hizmet satanla ilişkide bu hususları da göze alarak daha dikkatli ve titiz olunması, dolayısıyla iş ve hizmetlerin de daha sağlıklı yapılmasına neden olabilir.

Kimlik için alınan harç bedeli elli TYL alınır. Özel güvenlik aday adaylarının gelir düzeylerinin düşük kesimden olması ve 2 yıllık uygulamada eğitime katılıp sınavlarda başarılı olanların ancak %50 sinin özellikle maddi nedenlerle kimlik için başvurmadığı dikkate alınırsa böyle bir düzenleme kaçınılmaz görülmektedir. Bu durumda devletin herhangi bir gelir kaybı olmayacaktır. En az 100 kişiye istihdam sağlanması ve de sektörün yılda %15–20 büyüme gösterdiği göz önüne alınırsa, bu her açıdan yararlı bir düzenleme olacaktır…”

Beyan etmişlerdir.

DEĞERLENDİRME:

1) Güvenlik ve Özel Güvenlik Kavramları:

Toplum halinde yaşamda, güvenlik Devletin asli görevlerinin başında yer almaktadır ve tarihin hiçbir döneminde güvenlik ihtiyacı ortadan kalkmamıştır.

Bu nedenle, tarih boyunca birey yada toplum veya mal yada can güvenliği, daima hukuk düzeni ile güvence altına alınmaya çalışılmıştır.

Çağımızdaki siyasal, ekonomik yada sosyal alanlardaki etkinlikler ve gelişmeler, bireylerin ve toplumların gündeminde “güvenliği” gündemin en ön sıralarına taşımıştır.

Güvenlik, en genel tanımı ile insanların ve toplumların önceden belirlenmiş hukuk kurallarına uygun olarak bir düzen içinde diğer kişi ve toplumlardan çekinmeksizin yaşaması ve temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıdır. Geniş anlamda güvenlik kavramı, doğaya ve diğer dış etkilere karşı korunmayı da ifade etmektedir. Güvenlik ihtiyacının karşılanması, esasen Devletin asli ve vazgeçilmez görevlerindendir.

Ancak ekonomik, sosyal ve toplumsal yaşamdaki gelişmeler ile suç ve suçlu sayısında meydana gelen artışlara bağlı olarak herkes için yeterince can ve mal güvenliğinin sağlanamaması, güvenlik alanın “özel sektöre” açılmasını tartışmalarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ülkemizde de iç ve dış güvenlik kavramları yanına 1981 yılında çıkarılan 2495 sayılı Kanun ile “özel güvenlik” kavramı eklenmiştir. Dolayısıyla Devletin güvenlik kuruluşları yanında, özel güvenlik kuruluşları oluşmuştur. Bu Kanun ile esasen polis ve jandarma tarafından yapılması gerekli bazı güvenlik hizmetlerinin, bazı şartlara bağlı olarak özel güvenlik görevlilerince yapılmasına imkân sağlanmıştır.

Bu düzenlemede, özel güvenliğin kamu güvenliğinin tamamlayıcısı olduğu ifade edilmiştir.

2) 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun:

22.07.1981 gün ve 2945 sayılı “Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun”, özel güvenlik hizmetleri ve teşkilatlanması konusunda yapılan esas itibarıyla ülkemizde ilk kapsamlı düzenleme niteliğindedir. Bu Kanun ile bazı kurum, kuruluş ve işyerlerinin korunmasının, genel kolluk dışında kalan özel güvenlik görevlisi olarak adlandırılan kişiler eliyle yapılabilmesine imkân sağlanmıştır.

Ancak 2945 sayılı Kanun, bireylerin özel korunması ile ilgili düzenlemeler içermemesi ve Kanunda sayılanlar dışındaki kurum ve kuruluşların özel güvenlik teşkilatı kurabilmelerine imkân vermemesi gibi iki temel gerekçeye dayanarak yetersiz kaldığı belirtilmek suretiyle 5188 sayılı “Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun” ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5188 sayılı Kanun, 26.06.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5188 sayılı Kanunun Genel Gerekçesinde;

“…Özel güvenlik hizmetlerini düzenleyen 2945 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun yetersiz kalmıştır. Söz konusu Kanunun bireylerin özel korunması ile ilgili düzenlemeler içermemesi, Kanunda sayılanlar dışındaki kurum ve kuruluşların özel güvenlik teşkilatı kuramaması, Kanun kapsamına alınan kurum ve kuruluşların ise özel güvenlik teşkilatını kurmalarının zorunlu olması, bu zorunluluğa uymayanların yaptırımlara maruz kalması nedeniyle uygulamada sıkıntı yaratmıştır.

Kanun kapsamına girmediği halde, ortaya çıkan ihtiyaç nedeniyle birçok  kurum ve kuruluş, özel güvenliğini bir şekilde sağlamaya başlamıştır. Piyasada ortaya çıkan talebi karşılamak üzere birçok şirket izinsiz ve denetimsiz olarak özel güvenlik hizmeti vermeye başlamıştır.

Kamunun can ve mal güvenliğini sağlamak esasen devletin en önemli görevlerinden biridir. Öbür taraftan kişilerin canını ve malını koruma hakkı vardır. Devletçe sağlanan genel güvenliğe ek olarak, canını ve malını ayrıca korumak isteyenlere bu imkânın sağlanması gerekir.

Bu anlayış içinde hazırlanan teklifin ana esasları aşağıda özetlenmiştir.

Özel ve tüzel kişilerin sadece kendilerini, taşınır ve taşınmaz mallarını korumak üzere istihdam edecekleri silahsız kişiler için bu Kanuna göre izin alma mecburiyeti yoktur.

Özel güvenliğin sağlanması hukuk devleti anlayışına uygun olarak, kişi ve kuruluşların serbest iradelerine bırakılmaktadır. 

Kendilerine özel güvenlik izni verilenlere, bu hizmeti sağlamak üzere, özel güvenlik personeli istihdam etme, özel güvenlik birimi kurma veya hizmeti özel güvenlik şirketlerine gördürme seçeneği tanınmaktadır.

Özel sektör kuruluşlarına devletin izni ve denetimi altında özel güvenlik hizmeti ile özel güvenlik eğitimi verme imkânı sağlanmaktadır.

Bu alanda istihdam edilecek personel özel güvenlik eğitimi alacaktır.

Toplantı, konser, tören gibi geçici süreli organizasyonlar ile para ve değerli eşya nakli gibi hususlarda özel güvenlik hizmetinden yararlanma imkânı sağlanmaktadır.

Özel koruma ve güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere karşı verecekleri zararların tazmini amacıyla özel güvenlik sorumluluk sigortası zorunlu hale getirilmektedir.

Özel koruma ve güvenlik hizmetlerini özel kuruluşların da yerine getirmesine imkan sağlanırken, izinsiz faaliyetler ile Kanunda belirlenen kurallara aykırı davranışlar için ağır cezalar öngörülmektedir.

Kısaca, Kanun Teklifi ile koruma ve özel güvenlik hizmetlerinin çağdaş ihtiyaçlara ve gelişmelere uygun olarak, devletin izni ve denetimi altında etkin ve demokratik bir şekilde yerine getirilmesi amaçlanmaktadır…”

İfade edilmiştir.

5188 sayılı Kanun, dört bölümden ve 29 maddeden oluşmaktadır.

Birinci bölüm “genel hükümler” başlığını taşımakta ve bu bölümde amaç, kapsam, özel güvenlik izni, özel güvenlik komisyonu, özel güvenlik şirketleri, ek önlemler alt başlıkları halinde düzenlemeler yapılmıştır.

İkinci bölüm “özel güvenlik görevlileri” başlığını taşımakta ve bu bölümde özel güvenlik görevlilerinin yetkileri, silah bulundurma ve taşıma yetkisi, görev alanı, özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar, çalışma izni, kimlik, kıyafet, eğitim, tazminat alt başlıkları yer almıştır.

Üçüncü bölüm “yasaklar ve ceza hükümleri” başlığını taşımakta ve bu bölümde göev dışında çalıştırma yasağı, grev yasağı, görevden uzaklaştırma yasağı, adli suçlar ve cezalar, idari suçlar ve cezalara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Dördüncü bölüm “çeşitli hükümler” başlığını taşımakta özel güvenlik mali sorumluluk sigortası, denetim, ceza uygulaması, ruhsat harcı, yeniden değerleme oranın uygulanması, yönetmelik, yürürlükten kaldırılan kanun, yürürlük ve yürütme alt başlıkları bulunmaktadır.

Anılan Kanunun 3, 5, 10, 11, 14, 28, Geçici Madde 2 ve 3 üncü maddelerinde, 27.04.2005 gün ve 5335 sayılı Kanunla değişiklikler ve ilaveler yapılmıştır.

Bu Kanun, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır.

Bu Kanunun diğer önemli özelliği ise, aynı zamanda adli ve idari ceza hükümlerini içeren bir kanun niteliğinde olmasıdır. 

Kanunun 19 uncu maddesinde, Kanun kapsamına giren adli suç tanımları yapılmış ve bu suçlara verilecek cezalar belirlenmiştir.

Kanunun 20 nci maddesinde ise, idari suç sayılacak eylemler belirlenmiş ve karşılığında uygulanacak idari para cezaları ile diğer yaptırımlar hükme bağlanmıştır.

 

3) Özel Güvenlik Hizmetlerinin Uygulanması:

Suç ve suçlu sayısındaki yükselişler, büyük kentlerde yaşanan ciddi nüfus artışları ve ceza hukuku alanında yapılan düzenlemelere gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak artan güvenlik ihtiyacı, “özel güvenliğin” dikkat çekici bir sektör haline gelmesine yol açmıştır.

Mevcut istatistiksi rakamlar, sektörün ciddi biçimde tahlil edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

  1. a) 5188 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği Haziran 2004 tarihinde 19 Ekim 2006 tarihine kadar toplam 729 adet firmaya “Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi” verilmiştir.
  2. b) 5188 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği Haziran 2004 tarihinde 19 Ekim 2006 tarihine kadar toplam 413 adet firmaya “Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Faaliyet İzin Belgesi” verilmiştir.
  3. c) 2005 ve 2006 yıllarında yapılan toplam 7 adet sınava 312.157 kişi katılmış, bunlardan 207.006 kişi başarılı ve 105.151 kişi ise başarısız olmuştur.
  4. d) 2495 sayılı Kanuna göre müktesep hak kapsamında 57.855 kişi bulunmaktadır.

Diğer bir ifade ile özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazanan “264.861” kişi bulunmaktadır. Bu sayının, Emniyet Genel Müdürlüğü mevcudundan fazla olduğu ifade edilmektedir.

Ancak;

İller tarafından özel güvenlik görevlisi belgesi verilen personel sayısı,

Kanunun 19 ve 20 inci maddeleri uyarınca uygulanan para cezaları ile adli mahkemelere sevk edilenlere ilişkin herhangi bir istatistik verilememiştir.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürlüğünce, 5188 sayılı Kanunun 19 ve 20 nci maddeleri uyarınca yapılan sadece birkaç işlem bulunduğu ifade edilmiştir.

Diğer bir anlatımla, özel güvenlik sektörünün genel olarak etkin biçimde denetlenmediği ve dolayısıyla 5188 sayılı Kanuna ve uygulama yönetmeliğine aykırı davrananlara ilişkin adli ve idari cezai müeyyidelerin işletilmesi yoluna yeterli düzeyde başvurulmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Özetle sektörün takibi, denetimi, yönlendirilmesi ve ülke düzeyinde uygulama birliği sağlanabilmesi için tüm istatistiklerin düzenli olarak takip edilmediği, değerlendirilmesinin yapılmadığı ve sonuçlarının karar verecek makamlara arz edilmediği anlaşılmaktadır.

Oysa görüldüğü gibi özel güvenlik sektörü, gittikçe büyümekte olan bir alandır. Önemli bir ekonomik faaliyet alanı haline gelmiştir. Bu nedenle, sektörün niteliği de göz önünde bulundurularak ciddi bir denetim altında bulundurulması ve ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanabilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, 5188 sayılı Kanun ile verilen görevlerin merkezi düzeyde yürütülmesinden sorumlu olmak Emniyet Genel Müdürlüğünde Asayiş Daire Başkanlığına bağlı olarak kurulan Özel Güvenlik Kurumları Şube Müdürlüğü yapılanmasının yeniden değerlendirilmesi ve Daire Başkanlığı konumuna getirilmesi yararlı olacaktır.

4) Özel Güvenlik Şirketleri Temsilcilerinin 5188 sayılı Kanunda Yapılması Gerekli Değişikliklere İlişkin Önerileri:

Özel güvenlik şirketleri ve sektör temsilcileri ile yapılan sözlü görüşmelerde ve yazılı olarak gönderilen görüşlerde, 5188 sayılı Kanunda yapılmasını önerdikleri görüşler özet olarak aşağıya çıkarılmıştır.

1- Özel güvenlik görevlileri de kendi mesleklerinde kariyer yapabilmeli, yasa sadece temel eğitimi temel almış ve özel güvenlik görevlisinin sadece silahlı ve silahsız olarak ikiye ayırmıştır. Bu durum uygulama da, bazı sıkıntılara neden olduğundan yeniden düzenleme yapılmalıdır.

2- Bu yasa çıkmadan önce denetim, gözetim gibi hizmetlerde çalışan ilkokul mezunu kişiler sektörün dışına itilmişlerdir. Birçoğu yıllardır çalışmakta oldukları işyerlerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Gerçekleştiği takdirde, sektörde çalışan mevcut personel sayısı artacak ve bu şahısların şu an yaşadıkları mağduriyetler ortadan kaldırılmış olacaktır.

3- Üniversitelerin özel güvenlikle ilgili 2–3 yıllık Meslek Yüksek Okullarını bitirenler 120 saatlik silahlı özel güvenlik eğitimi almış lise mezunları kadar yetkili kılınmamışlardır. Özel güvenlik görevlileri, yetki ve sorumlulukları paralel olmak kaydı ile hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabii tutulmalı, personelin yükselmesi ve kariyer yapmasına imkân verilmelidir.

4- Kamu görevi nedeniyle silah taşıma belgesi bulunan ortaokul mezunu polis ve askerlere (uzman çavuş) silahlı özel güvenlik görevlisi olarak görev yapma hakkı verilmelidir.

5- 5188 sayılı Yasa özel güvenlik görevlilerine elektronik gereçlerle arama yapma yetkisi vermiştir. Oysa günümüzde birçok kişide sağlık nedenleri ile kalp pili bulunmakta ve öte yandan plastik patlayıcılar ile plastik içerikli bazı sert cisimlerden yapılmış olan cisimlerde metal detektörleri ile yapılan kontrollerde gözden kaçmaktadır. Bu gibi durumlarda özel güvenlik görevlileri aynı cinsiyetten kişiler olmak kaydıyla elle arama yapabilmelidir.

6- Taşıma ya da bulundurma silah ruhsatı olduğu halde binlerce kişinin bu konuda herhangi bir eğitimden geçmediği için silahla çeşitli kazalara sebebiyet verdikleri bilinmektedir. Bu kişilerin belli bir eğitim programı çerçevesinde özel güvenlik şirketleri eğitim kurumlarında eğitimden geçmelerinin zorunlu hale getirilmelidir.

7- 5188 sayılı Yasaya göre silahlı olarak yakın koruma yapılması mümkün olduğu halde bazı komisyonlar buna müsaade edilmemektedir. Keza yakın koruma görevlileri, silahsız ve üniformalı olarak görevlendirmektedir. Üniformalı olarak yakın koruma görevinin ifa edilmesi doğru değildir.

8- 5188 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi çelişmektedir.  İş Kanunu ile özel güvenlik şirketlerinden belli oranda özürlü ve hükümlü çalıştırmasını istemektedir. Sektörde hükümlü çalıştırılması sakıncalıdır. Bu nedenle, hükümlü yerine tanımı yapılmış biçimde “terör mağduru” çalıştırılması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

9- Özel Güvenlik Komisyonunda, özel güvenlik sektörünün Özel Güvenlik Federasyonu tarafından görevlendirilecek kişi temsil edilmesine imkân verilmelidir.

10- Güvenlik ihtiyacı aniden gelişen olaylar sonrasında doğmakta ve hizmet satın almak isteyen kişi ihtiyacın en kısa süre içerisinde karşılanmasını talep etmektedir. Bu nedenle, bildirimin hizmetin başlamasından itibaren en geç 7 gün içerisinde yapılması sağlanmalıdır.

11-  “Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez” hükmünün yasaya konulması sağlanmalıdır.

12- Silahlı koruma yapmak üzere komisyon kararı ve Vali onayı ile silah alınmasının belli bir süreci gerektirmesi nedeni ile ihtiyaca zamanında cevap verilememektedir. Ayrıca alınan silahların görev bittikten sonra ne yapılacağı hususunda da netlik olmadığından farklı yorumlar ve uygulamalar yapılmaktadır. Bu nedenle “özel güvenlik şirketleri ateşli silah alamaz ve bulunduramazlar.” hükmü kaldırılmalıdır.

13- Bir özel güvenlik görevlisinin eğitimden geçirilmesi, sınava katılarak başarılı olması, soruşturmasının tamamlanması yaklaşık 5–6 aylık bir süreci gerektirmektedir. Bu nedenle, geçici çalışma izni verilebilmesinin önü açılmalıdır. Yani özel güvenlik temel eğitimi almış olan personelin sınav haklarının tamamını kullanıncaya kadar geçici kimlik kartı ile silahsız ve zor kullanım ile ilgili teçhizatı taşımadan ve zor kullanma yetkisi olmadan çalıştırılabilmesine imkân verilmelidir.

14- Milli Eğitim Bakanlığının eğitim ve öğretim hizmeti vermek üzere yapılandırılmış ve çok sayıda eğitim formasyonu almış personelinin olması, deneyimleri, kaynakları, sınav merkezleri ve diğer imkânları göz önünde bulundurulduğunda, özel güvenlik eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığının da içerisinde bulunduğu bir otorite tarafından organize edilmesinde fayda olacağı düşünülmektedir.

15- Yasanın 19 ve 20 nci maddelerinde bahsi geçen denetimin, personelin çalışma izin belgesi ile ilgili kısmının 2009 yılına ertelenmesi sağlanmalıdır.

16- Para taşınması ile ilgili kriterler bir an önce belirlenmelidir.

17- Özel Güvenlik Komisyonun çalışma usulü bir yönetmelikle tespit edilmelidir.

18- Adli ve idari cezalarına ilişkin hükme, “Güvenlik Birimi Yöneticilerini“de dahil edilmelidir. Böylece, o birimlerde işler daha ciddiye alınacaktır. Bu güvenlik birimi genelde hizmet satın alan konumunda olduğu için, hizmet satanla ilişkisinde daha dikkatli ve titiz olunması, dolayısıyla iş ve hizmetlerin de daha sağlıklı yapılması sonucu ortaya çıkacaktır.

19- 5188 sayılı Kanunda özel güvenlik görevlisi olabilme şartları arasında 18 yaş sınırı bulunmaktadır. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkındaki Kanun da ise silah taşıma şartları arasında 21 yaş sınırı getirilmiştir. Bu çelişkinin giderilmesi sağlanmalıdır.

20- Mülki idare amirlerine 2495 sayılı Kanunda olduğu gibi, re’sen özel güvenlik önlemlerinin alınmasını isteme yetkisi verilmelidir.

21- 5188 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin bir ve ikinci paragrafları arasındaki çelişkinin giderilmesi sağlanmalı ve silahlı özel güvenlik hizmetlerinin yapılamayacağı alanlar açıkça belirlenmelidir.

22- Çalışma izin belgesi harcı kaldırılmalı yada sembolik hale getirilmelidir.

23- Özel güvenlik kartı, kopyası ve sahtesi mümkün olmayacak şekilde standart ve kaliteli hale getirilmelidir.

24- Can ve mal güvenliği ile ilgili olması nedeniyle asgari özel güvenlik hizmeti fiyatları, odalarca belirlenmelidir.

25- Sağlık raporlarının süreli olması dikkate alınarak ne zaman isteneceği açıkça belirlenmelidir.

26- Özel güvenlik ile ilgili işlemleri, sadece polis tarafından yürütülmelidir.

27- Özel güvenlik belgesinin şahsa verilmektedir. Özel güvenlik görevlilerinin fazla para verilmesi halinde işini tamamlamadan başka firmalara gitmeleri halinde işin aksamasına neden olmaktadırlar. Bu nedenle, belli bir ihbar süresinin belirlenmesi, bu sürenin beklenmeden işten ayrılmalar halinde belgesinin iptali sağlanmalıdır.

28-Özel güvenlik şirketleri ile ilgili birçok kısıtlama bulunmaktadır. Ancak güvenlik görevlileri ile ilgili özel disiplin hükümlerine ihtiyaç bulunmaktadır.

 

5) Özel Güvenlik Görevlileri Temsilcilerinin 5188 sayılı Kanunda Yapılması Gerekli Değişikliklere İlişkin Önerileri:

Özel güvenlik görevlileri ve sektör temsilcileri ile yapılan sözlü görüşmelerde ve yazılı olarak gönderilen görüşlerde, 5188 sayılı Kanunda yapılmasını önerdikleri görüşler özet olarak aşağıya çıkarılmıştır.

1- Özel güvenlik görevlileri maaşlarının serbest piyasa koşullarına göre belirlenmekte olmasına karşın, bir özel güvenlik görevlisinin ortalama aylık kazancının, özellikle büyük kentlerde yaşam standartlarının gerisinde kaldığı bilinmektedir. Bu nedenle, sektördeki asgari ücret miktarının, asgari ücretin % 50’si seviyesinde fazla olması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

2- Asgari ücretle çalışan bir özel güvenlik görevlisinin eğitim, sınav ve rapor giderleri ile birlikte toplam masrafları 1.000 YTL’yi aşmaktadır. Çalışma izin belgesi harç bedeli ise, 2006 yılı için 246 YTL’dir. Özel güvenlik görevlilerinin ücretleri göz önünde bulundurulmak suretiyle anılan harcın tamamen kaldırılması ya da asgari bir seviyeye indirilmesi sağlanmalıdır.

3- Özel Güvenlik Eğitim Merkezlerinde verilen eğitimin 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında olmaması nedeni ile % 18 KDV uygulanmaktadır. Özel güvenlik görevlileri tarafından ödenmek zorunda bırakılan bu oran düşürülmelidir.

4- 5188 sayılı Yasa çıkmadan önce denetim ve gözetim gibi destek hizmetlerinde çalıştırılan ilkokul mezunlarının işlerine, yasanın uygulanmaya başlanması ile son verilmiştir. Ancak yapacakları işler belirlenmek suretiyle ilkokul mezunlarının da sektörde çalışmalarına imkân sağlanmalıdır.

5- “Bu yasanın kapsamı dışında her ne ad ve nam altında olursa olsun güvenlik hizmeti verilemez” hükmü yasaya konulmalıdır. Böylece, Kanunda tanımlanmamış olan bazı işlerin kapsama alınması sağlanmak suretiyle sektörde çalışan personele yaklaşık 150.000 kişi daha ilave edilerek mağduriyetlerinin ortadan kalkması sağlanacaktır.

6- Özel güvenlik görevlilerinin emeklilikleri için fiili hizmet zammı, diğer bir ifade ile polisler gibi yıpranma payları olacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.

7- Özel güvenlik şirketleri yeterli düzeyde denetlenmeli ve belgesiz eleman çalıştırılması engellenmelidir. Böylece özel güvenlik hizmeti ihalelerinin çok düşük bedellerle yapılması ve dolayısıyla kalitenin düşürülmesi önlenmelidir.

8- Yönetmeliğin 34 üncü maddesinde ön görülen 5 yılda bir yenileme eğitimi verilmesi şartının uygulanmasına devam edilmesi halinde, yenileme eğitiminde başarısız olunması veya yenileme eğitimi maliyetlerin kimin tarafından karşılanacağı sorunlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

9- 2495 sayılı Yasada mevcut olan, ancak 5188 sayılı Yasa ile kaldırılan özel güvenlik görevlileri kıyafetlerinin ilgili şirket veya kamu kuruluşları tarafından karşılanması hükmü tekrar konulmalıdır.

10- Personele şahsi silah taşıma ruhsatı verilmesine imkân sağlanmalıdır.

11- Yüksek okul mezunu olan özel güvenlik görevlilerine, aynı zamanda eğitici olabilme imkânı sağlanmalıdır.

6) Emniyet Genel Müdürlüğünün 5188 sayılı Kanunda Yapılması Gerekli Değişikliklere İlişkin Önerileri:

Emniyet Genel Müdürlüğünce 2006 yılı içinde İl Emniyet Müdürlükleri görüşü alınmak suretiyle 5188 sayılı Kanunda yapılması gerekli değişikliklere ilişkin bir taslak hazırlanmıştır.

Bu taslak aşağıya çıkarılmıştır.

5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı

MADDE 1- Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Kişilerin silahlı personel tarafından korunması, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel güvenlik birimi kurulması veya güvenlik hizmetinin şirketlere gördürülmesi özel güvenlik komisyonunun kararı üzerine valinin iznine bağlıdır. Ancak, valilik tarafından komisyon kararı aranmaksızın aşağıdaki hallerde geçici olarak özel güvenlik izni verilebilir.

  1. a) Toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde,
  2. b) Para veya değerli eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde,
  3. c) Komisyonca yazılı başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün içerisinde incelenip karara bağlanıncaya kadar geçecek süre ile sınırlı olmak üzere can güvenliğinin bulunmaması sebebiyle yapılan koruma taleplerinde.”

Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiş ve fıkra numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.

“Haklarında koruma kararı alınan kişilerin durumu ihtiyaç duyuldukça her zaman, en geç beş yılda bir Komisyonca gözden geçirilir ve karara bağlanır.”

MADDE 2- 5188 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi;

“Harp Okulu mezunu muvazzaf subaylarda dört yıllık okul mezunu olma şartı aranmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Özel güvenlik eğitim kurumları ile özel güvenlik şirketleri merkez ve şubelerinde aynı kişi olmamak üzere en az bir yönetici görevlendirilir.”

“Yöneticiliğin boşalması halinde iki ay içerisinde yeni yönetici atanır. Yeni yönetici atanıncaya kadar bu Kanunun 10’uncu maddesinin (g) bendinde belirtilen eğitim şartı hariç diğer şartları taşıyan bir kişi bu süre içinde geçici yönetici olarak görevlendirilir.”

“Niteliği itibariyle koruma ve güvenlik hizmeti teşkil eden ve üçüncü kişilere verilen her türlü hizmet bu Kanun kapsamında özel güvenlik hizmeti olarak değerlendirilir.”

MADDE 3- 5188 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin başlığı “silah ve teçhizat” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında kendi adına silah taşıma ruhsatı bulunan özel güvenlik görevlileri bu silahlarını kişi korumasında kullanabilirler.”

“Özel güvenlik şirketleri tarafından koruma ve güvenlik hizmetlerinde köpek ve at kullanılması valiliğin iznine tabidir. Bunlarda aranacak nitelikler ve diğer hususlar yönetmelikte düzenlenir. “

“Özel güvenlik görevlileri, görev alanı içerisinde ve görev saatleri dahilinde 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunun 16’ncı maddesine göre silah kullanmaya yetkilidir.”

MADDE 4- 5188 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye (h) bendi eklenmiştir.

“c) Silahsız görev yapacaklar için 18; silahlı görev yapacaklar için 21 yaşını doldurmuş olmak.

  1. d) Taksirli suçlar hariç olmak üzere, 6 aydan fazla hapis cezasına hükümlü bulunmamak veyahut affa uğramış olsa veya deneme süresi suç işlemeden geçirildiği için mahkumiyet ortadan kalkmış veya ceza çekilmiş sayılsa bile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile Devlet Güvenliğine karşı suçlar, soykırım ve insanlığa karşı suçlar, 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun kapsamına giren suçlar ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında ruhsatsız silah bulundurmak ve kullanmak, hırsızlık, nitelikli hırsızlık, kullanma hırsızlığı, yağma, nitelikli yağma, kasten öldürme, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas, cinsel saldırı, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma, zimmet, nitelikli zimmet, rüşvet ve TCK 197, 198, 199, 200, 202, 204, 207, 209, 210 maddelerindeki sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, uyuşturucu maddeyi imal, ithal veya ihraç etmek, ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.
  2. h) Silahlı görev yapacak özel güvenlik görevlilerinde 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda belirtilen diğer şartlar aranır.”

MADDE 5- 5188 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Özel güvenlik görevlileri ile özel güvenlik şirketleri ve özel güvenlik eğitim kurumlarının kurucusu ve bu kurumlarda yönetici olarak çalışacaklar hakkında arşiv araştırması yapılır; adli sicil ve arşiv kaydı istenir. Araştırma sonucu olumlu olan özel güvenlik görevlilerine, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, beş yıl süreli çalışma izni ve yöneticilere kimlik kartı verilir.

MADDE 6- Kanunun 14’üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

”Özel güvenlik eğitimi, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında Milli Eğitim Bakanlığının izni ile gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarca verilir. Özel güvenlik eğitimi verecek kurumların kurucu ve yöneticilerinde 5 inci maddenin üçüncü fıkrası ile 11 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlar aranır. Silahlı görev yapan özel güvenlik görevlilerine istihdam edildiği şirket, kurum veya kuruluş tarafından her yıl atış yaptırılır.”

“Özel güvenlik eğitimi, öğretim programları, eğiticilerin ve kurumların nitelikleri ile sınavlara ilişkin usul ve esaslar, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içerisinde İçişleri Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından müşterek olarak hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 7-  5188 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“Bu Kanun kapsamında yürütülen her türlü özel güvenlik faaliyeti gerektiğinde İçişleri Bakanlığı ve valiliklerce denetlenir. Ancak özel güvenlik eğitimi veren kurumların denetimi hakkında 625 sayılı Kanun hükümleri saklıdır. Denetimin kapsamı, usul ve esasları yönetmelikte düzenlenir.

Denetim sonucu tespit edilen eksikliklerin ilgili, kişi, kurum, kuruluş ve şirketler tarafından verilen süre içinde giderilmesi zorunludur.

Amacı dışında faaliyet gösterdiği veya suç kaynağına dönüştüğü tespit edilen şirketlerin, alarm kurma ve izleme merkezlerinin ve özel eğitim kurumlarının faaliyet izinleri iptal edilir. Bu şekilde faaliyet izni iptal edilen şirketlerin veya kurumların, kurucu ve yöneticileri, özel güvenlik şirketlerinde, özel güvenlik eğitimi veren kurumlarda ve alarm kurma ve izleme merkezlerinde kurucu ve yönetici olamazlar.”

MADDE 8- Kanunun 24’üncü maddesi aşağıdaki gibi değiştirilmiştir;

“Özel güvenlik şirketlerine, özel güvenlik eğitim kurumlarına ve Bakanlıktan faaliyet izni almış bir şirket bünyesinde olmayan alarm kurma ve işletme merkezlerine faaliyet izni verilmesi için on iki bin iki yüz on Yeni Türk Lirası, özel güvenlik görevlilerine çalışma izni verilmesi için elli Yeni Türk Lirası ruhsat harcı alınır ve bu harç mal sandığına yatırılır.”

MADDE 9- 5188 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 1- Daha önce İçişleri Bakanlığından faaliyet izni alan özel güvenlik eğitim kurumları, 31/12/2008 tarihine kadar ruhsat harcı ödemeksizin, Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak, ruhsatlarını yenilerler. Bu kanunun yürürlüğe girmesini müteakip özel güvenlik eğitimi veren kurumlara ait iş ve işlemler Millî Eğitim Bakanlığınca yürütülür.”

MADDE 10- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 11- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Bu taslak ile yapılması önerilen değişikliklerin özel güvenlik izni, özel güvenlik şirketi kuruluşu, silah taşıma ruhsatı, özel güvenlik görevlisinde aranacak şartlar, çalışma izni, eğitim, denetim ve ruhsat harcına ilişkin olduğu görülmektedir.

Kanun kapsamına ilişkin değişiklik, otuz güne kadar komisyon kararı olmaksızın can güvenliğinin bulunmaması halinde kişilerin özel güvenlik talepleri valinin takdiri ile karşılanabileceği şeklinde yapılmıştır.

Silah ruhsatına ilişkin değişiklik, 6136 sayılı Kanuna göre adına silah taşıma ruhsatı bulunan özel güvenlik görevlileri bu silahlarını kişi korumalarında kullanabilecekleri, görevleri sırasında silah kullanmaya yetkili oldukları ve koruma hizmetlerinde köpek ve at kullanılabileceği şeklinde yapılmıştır.

Eğitim ile ilgili değişiklik, özel güvenlik teorik ve pratik eğitiminin özel eğitim kurumlarınca yapılması ve bu kurumlarda görev alacakların niteliklerinin belirlenmesi suretiyle yapılmıştır.

Denetime ilişkin değişiklik ise, denetim kapsamının biraz daha genişletilmesi suretiyle yapılmıştır.

7) Müfettişliğimizin 5188 sayılı Kanunda Yapılması Gereken Değişikliklere İlişkin Önerileri ve Gerekçeleri:

Mevcut yasal düzenlemeler, uygulamalar ve ilgililerle yapılan görüşmeler sonucunda, 5188 sayılı Kanunda aşağıdaki değişikliklerin yapılması gerektiği görüşüne varılmıştır.

 

1- 5188 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, “özel güvenlik” kavramını tanımı eklenmelidir. “Özel güvenlik, kamu güvenliğini tamamlayıcı nitelikte olmak üzere bu Kanun ile konulan sınırlar içinde can ve mal güvenliğinin sağlanması, korunması, denetimi ve gözetimi amaçlarıyla üçüncü kişilere verilen hizmettir.”

Böylece Devletin asli görevlerinin başında bulunan can ve mal güvenliğinin korunması ile ilgili fonksiyonlarının hangi ölçülerde özel sektöre devredilebileceğinin sınırları belirlenmiş olacaktır.

2- Kanunun 3 üncü maddesinin birinci paragrafı sonuna, “Vali, bu hallerde özel güvenlik önlemi alınmasını isteyebilir. Bu istek, ilgililerce yerine getirilir.” İfadesi eklenmelidir.

Böylece toplantı, konser, sahne gösterileri ve benzeri etkinliklerde, para veya değerli veya eşya nakli gibi geçici veya acil hallerde, ilgili kişi ve kurumlar tarafından istenmese bile özel güvenlik önlemi alınması re’sen sağlanmış olacaktır.

 

3- Kanunun 3 üncü maddesinde, valiliğin komisyon kararı aranmaksızın özel güvenlik izni verebileceği hallerin arasına “komisyonca yazılı başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün içerisinde incelenip karara bağlanıncaya kadar geçecek süre ile sınırlı olmak üzere can güvenliğinin bulunmaması sebebiyle yapılan koruma talepleri” halinin eklenmesi sağlanmalıdır.

Böylece can güvenliği gibi bir konuda gerekli karar ve önlem önceden alınabilecek, işlemleri ise bilahare tamamlanacaktır.

 

4- Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna, “Haklarında koruma kararı alınan kişilerin durumu ihtiyaç duyuldukça her zaman, en geç beş yılda bir Komisyonca gözden geçirilir ve karara bağlanır.” Hükmü eklenmelidir.

Böylece bir kez koruma kararı aldıktan sonra, zaman içinde tekrar incelenmesi ve değerlendirilmesine imkân veren yasal bir zorunluluk getirilmiş olacaktır.

 

5- Kanunun 5 inci maddesine son fıkra olarak “Koruma ve güvenlik hizmeti niteliğinde olup üçüncü kişilere verilen her türlü hizmet, bu Kanun kapsamındaki özel güvenlik hizmeti sayılır.” Hükmü eklenmelidir.

Böylece niteliği itibarıyla güvenlik hizmeti olmasına karşın, Kanun kapsamına girmeyen bazı faaliyetlerin gelişigüzel yürütülmesi önlenmiş olacak ve belirli bir standart sağlanacaktır.

 

6- Kanunun 7 inci maddesinde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve maddelerine yapılan atıflar, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olarak atıf yapılan maddeleri ile birlikte değiştirilmelidir.”

Böylece meri mevzuata uygunluk sağlanmış olacaktır.

 

7- Kanunun 8 inci maddesine,  “6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında kendi adına silah taşıma ruhsatı bulunan özel güvenlik görevlileri bu silahlarını kişi korumasında kullanabilirler. Özel güvenlik şirketleri tarafından koruma ve güvenlik hizmetlerinin gerektirdiği hallerle sınırlı olmak üzere köpek ve at kullanılması valiliğin iznine tabidir.”  hükmü eklenmelidir.

Böylece esasen taşıma ruhsatı sahibi olan ve özel güvenlik görevlisi olarak çalışan kişilerin silahlı koruma ve güvenlik hizmetlerinde zati silahlarını kullanabileceklerdir. Ayrıca havaalanı, gar, büyük siteler gibi yerlerde koruma ve güvenlik hizmetlerinin yeterli seviyede yürütülebilmesine katkı sağlamak üzere köpek ve at kullanılabilmesi sağlanmış olacaktır.

 

8- Kanunun 10/c maddesi, “Silahsız görev yapacaklar için 18, silahlı görev yapacaklar için 21 yaşını doldurmuş olmak.” Şeklinde yeniden düzenlenmelidir.

Böylece 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkındaki Kanun ile belirlenen silah taşıma şartlarından biri olan 21 yaş kaydı ile uyum sağlanmış olacaktır.

9- Kanunun 10/d maddesi, “Taksirli suçlar hariç olmak üzere, altı aydan fazla hapis cezasına hükümlü bulunmamak veyahut affa uğramış olsa veya deneme süresi suç işlemeden geçirildiği için mahkûmiyet ortadan kalkmış veya ceza çekilmiş sayılsa bile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile Devlet güvenliğine karşı suçlar, soykırım ve insanlığa karşı suçlar, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun kapsamına giren suçlar ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında ruhsatsız silah bulundurmak ve kullanmak, hırsızlık, nitelikli hırsızlık, kullanma hırsızlığı, yağma, nitelikli yağma, kasten öldürme, neticesi sebebiyle ağırlaşan yaralama, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas, cinsel saldırı, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma, zimmet, nitelikli zimmet, rüşvet, sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, uyuşturucu maddeyi imal, ithal veya ihraç etmek, ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.” Şeklinde düzenleme yapılmalıdır.

Böylece 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilen suç tanımlarına uygun bir düzenleme yapılmış olacaktır.

 

10- Kanunun 10 uncu maddesine, “Silahlı olarak çalıştırılacak özel güvenlik görevlilerinin 6136 sayılı Kanunun şartlarına sahip olması gerekir.” Hükmü eklenmelidir.

Böylece sadece özel güvenlik görevlisi olduğu için bir kişiye silah taşıma imkânı verilemeyecektir. Silah taşıma ve bulundurma hakkı için özel kanun niteliğinde olan 6136 sayılı Kanun hükümleri esas alınmış olacaktır.

 

11- Kanunun 11 inci maddesi, aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir.

“Özel güvenlik görevlileri ile özel güvenlik şirketleri ve özel güvenlik eğitim kurumlarının kurucusu ve bu kurumlarda yönetici olarak çalışacaklar hakkında arşiv araştırması yapılır, ilgililerden adli sicil ve arşiv kaydı istenir. Araştırma sonucu olumlu olanlara özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla çalışma izni verilir. Arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır.

Göreve başlayan özel güvenlik görevlileri on beş gün içinde ilgili Valiliğe bildirilir.

Özel güvenlik görevlilerinde aranan şartlardan herhangi birinin kaybedilmesi halinde çalışma izni iptal edilir.    

Üç tür özel güvenlik görevlisi çalıştırılır.

Özel Güvenlik Uzmanı; Üniversite ya da özel güvenlik meslek yüksek okullarını bitirmiş, silah eğitimi almış ve özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazanmış kişilerdir.

Özel Güvenlik Uzman Yardımcısı; Lise mezunu, silahlı eğitim almış ve özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazanmış kişilerdir.

Özel Güvenlik Görevlisi; Ortaokul mezunu ve özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazanmış kişilerdir.

Özel güvenlik şirketlerinde ve eğitim kurumlarının yönetici kademelerinde özel güvenlik uzmanları çalıştırılır. Ayrıca Kanunun özel güvenlik görevlilerine verdiği yetkileri kullanabilirler. Özel Güvenlik Uzman Yardımcıları silahlı koruma ve güvenlik, Özel Güvenlik Görevlileri ise silahsız koruma ve güvenlik hizmetlerinde çalıştırılırlar.”

Böylece güvenlik şirketleri kurucuları, yöneticileri ve görevlileri için güvenlik soruşturması yerine arşiv araştırması yapılması öngörülmekte ve 5 yıllık süre şartı kaldırılmaktadır. Ayrıca özel güvenlik görevlilerinin kariyer ve hiyerarşik yapılarını belirleyen bir düzenleme eklenmelidir. Can ve mal güvenliği gibi önemli bir alanda “eğitim” ön plana çıkarılmakta, ayrıca özel güvenlik görevlilerinin kariyer yapmalarına ve hiyerarşik kademe oluşturularak disiplinin sağlanmasına çalışılmıştır.

12- Kanunun 13 üncü maddesine, “Özel güvenlik görevlilerinin giyecekleri üniformanın biçim ve rengi silahlı kuvvetler, genel kolluk ve kanunlarla kurulan özel kolluk kuvvetlerinde kullanılan üniforma ile aynı olamaz. Üniformanın şekil ve renkleri İçişleri Bakanlığınca belirlenir.” Hükmü eklenmelidir.

Böylece her ne kadar yönetmelikte düzenleme yapılmış ise de, özellikle polisi çağrıştıran biçim ve renk kullanımı yasa hükmü ile önlenecek ve ülke düzeyinde bir standart belirlenmiş olacaktır.

 

13- Kanunun 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmelidir.

“Özel güvenlik temel eğitim; teorik, pratik ve silahlı eğitimden oluşur. Özel güvenlik temel eğitimi, yüz yirmi ders saatinden az olmamak üzere düzenlenir.     

Özel güvenlik yenileme eğitimi; teorik, pratik ve silahlı eğitimden oluşur. Özel güvenlik eğitimi, her yıl 24 saatten az olmamak üzere düzenlenir. Özel güvenlik yenileme eğitimi, özel güvenlik görevlisinin çalıştığı özel güvenlik şirketi tarafından sağlanır.

Yılı içinde herhangi bir özel güvenlik şirketinde çalışmadığı için özel güvenlik yenileme eğitimine katılamayan özel güvenlik görevlileri, kendi imkânları ile bir özel güvenlik şirketinden özel güvenlik yenileme eğitimi almak zorundadırlar.

Yıllık özel güvenlik yenileme eğitimi almayan özel güvenlik görevlileri, takip eden yıl içinde özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilemez.

Özel güvenlik yenileme eğitimleri, özel güvenlik uzmanı, özel güvenlik uzman yardımcısı ve özel güvenlik görevlisinin ihtiyacına uygun olarak düzenlenir.   

Özel güvenlik temel ve yenileme eğitimleri, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü aranmak şartıyla özel öğretim kurumlarınca verilir. Bu kurumların denetimi, İçişleri Bakanlığınca yapılır.”

Bu hüküm ile özel güvenlik eğitimi, temel ve yenileme olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Temel eğitim, özel güvenlik görevlisi olmak isteyenlerin başlangıçta kendi imkânları ile almaları gereken eğitim olarak tanımlanmıştır. Yenileme eğitimi ise, özel güvenlik görevlisi olanların yıllık olarak alacakları eğitimdir. Yenileme eğitiminde, özel güvenlik görevlisinin çalıştığı özel güvenlik şirketlerine yükümlülük verilmiştir. Can ve mal güvenliğini ilgilendirmesi nedeniyle, yenileme eğitimi yıllık hale getirilmiştir.

Madde düzenlemesinde, özel güvenlik temel ve yenileme eğitimlerinin İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak üzere 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanuna göre kurulacak kurumlara yaptırılması esası getirilmiştir.

Keza özel güvenlik yenile eğitimleri, kategorize edilen özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisi ihtiyaçlarına uygun eğitim modelleri geliştirilmesine olanak sağlanmıştır.

Ayrıca bazı kamu görevlileri için getirilen beş yıllık ayrıcalık sağlayan düzenleme madde metninden çıkarılmıştır.

 

14- Kanunun 19 uncu maddesi “adli suçlar ve cezalara” ilişkindir. Bu madde ile 5188 sayılı Kanun, aynı zamanda özel güvenlikle ilgili özel adli ceza tanımları yapan ve ceza miktarları belirleyen kanun haline gelmiştir.

(a) bendinde, “özel güvenlik izni almadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden”,

(b) bendinde, “faaliyet izni almadan özel güvenlik faaliyetinde bulunan ve izin almadan özel güvenlik eğitimi veren”,

(c) bendinde, “çalışma izni verilmeyenleri özel güvenlik görevlisi olarak istihdam eden”,

(d) bendinde, “özel güvenlik mali sorumluluk sigortası yaptırmadan özel güvenlik görevlisi istihdam eden”

(e) bendinde, “faaliyet izni almadan özel güvenlik hizmeti ve eğitimi verdiğini ilan eden ve reklâm yapan”,

Hakkında hapis ve para cezaları öngörülmüştür.

5188 sayılı Kanun, 26.06.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 28 inci maddesinde “adli suçlar ve cezalara” ilişkin hükmün 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştür.

Kanunun 19 uncu maddesine (f) bendi olarak aşağıdaki hüküm eklenmelidir.

“(f) Özel güvenlik çalışma izni olmadan, özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisi olarak çalışanlara altı aya kadar hapis ve üç bin YTL para cezası verilir.”

Böylece çalışma izni olmadan özel güvenlik görevlisi çalıştıranlar cezalandırılırken, belgesi olmadan özel güvenlik görevlisi olarak çalışanlar da cezalandırılmak suretiyle sektörün izine bağlı çalışması denetim altına alınmış olacaktır.

 

15- Kanunun 20 nci maddesi “idari suçlar ve cezalara” ilişkindir. Bu madde ile 5188 sayılı Kanun, aynı zamanda özel güvenlikle ilgili özel idari ceza tanımları yapan ve ceza miktarları belirleyen kanun haline gelmiştir.

(a) bendinde, “özel güvenlik hizmetini süresi içinde valiliğe bildirmeyen”,

(b) bendinde, “mülki idare amirince istenen ilave tedbirleri almayan”,

(c) bendinde, “grev yasağına uymayan, ateşli silahını bu Kanuna aykırı veya görev alanı dışında kullanan, özel güvenlik kimlik kartını başkasına kullandıran”,

(d) bendinde, “denetimde tespit edilip giderilmesi istenen eksiklikleri gidermeyen”,

(e) bendinde, “özel güvenlik görevlisini koruma ve güvenlik hizmetleri dışında çalıştıran”,

(f) bendinde, “göreve başlayan ve görevden ayrılan özel güvenlik görevlilerini süresi içinde valiliğe bildirmeye”,

Hakkında idari para cezaları öngörülmüştür.

5188 sayılı Kanun, 26.06.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 28 inci maddesinde “idari suçlar ve cezalara” ilişkin hükmün 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştür.

Kanunun 20 inci maddesine aşağıdaki bentler eklenmelidir.

“(g) İhbar süresini beklemeden görevden ayrılan özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisine bin YTL para cezası verilir.”

(h) Çalışma izin belgesini görev sırasında ve yerinde yakasında taşımayan özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisine bin YTL para cezası verilir.”

(ı) Herhangi bir nedenle kesinleşmiş üç idari para cezası alan özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisinin çalışma izinleri iptal edilir.”

(j)Herhangi bir nedenle kesinleşmiş beş idari para cezası olan özel güvenlik şirketinin faaliyet izni iptal edilir. ”

Böylece anılan madde içinde özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve güvenlik görevlisi olarak çalıştırılan kişilerin disiplinine ilişkin hükümlere yer verilmiş olmaktadır.

 

16- Kanunun “denetime” ilişkin 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

“Bu Kanun kapsamına giren özel güvenlik faaliyetleri, şirketleri, kurum ve kuruluşları ile görevlileri İçişleri Bakanlığı ve Valiliklerce denetlenir.

Özel güvenlik hizmeti ve eğitimi veren şirket, kurum ve kuruluşları kurucuları Kanunun 10/d ve e bentlerindeki belgeler, yöneticileri Kanunun 10/d ve e bentlerindeki belgeler ile yıllık yenileme eğitimi belgeleri, özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisi olarak çalışanlar ise Kanunun 10/d,e ve f bentlerindeki belgeler ile yıllık yenileme eğitimi belgeleri istenmek suretiyle olumlu olması halinde çalışma izin belgeleri 5 yıl süre ile uzatılır.

Özel güvenlik eğitim kurumlarının denetiminde özel kanun hükümleri saklıdır.

Denetim sonucunda tespit edilen eksikliklerin verilen süre içinde tamamlanması zorunludur.

Amacı dışında faaliyet gösteren özel güvenlik şirketleri ve eğitim kurumlarının faaliyet izinleri iptal edilir. Bu nedenle faaliyet izni iptal edilen şirket ve eğitim kurumunda kurucu ve yönetici olanlar, özel güvenlikle ilgili bir alanda faaliyet gösteremezler ve çalışamazlar.”

Böylece denetim alanı “özel güvenlik görevlilerini” kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Ayrıca çalışma belgelerinin 5 yıllık olması şartı ortadan kaldırılarak, beş yıllık süre sonunda ilgililerden istenecek bazı belgelerle vize uygulaması getirilmiştir. Bunun yanında özel güvenlik eğitimi verecek kurumların denetimine, Milli Eğitim Bakanlığı da dâhil edilmiştir.

 

17- Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

“Özel güvenlik ve eğitim şirketleri, kurum ve kuruluşlarına faaliyet izni verilmesi karşılığında on bin YTL, özel güvenlik uzmanı, uzman yardımcısı ve görevlisine çalışma izni verilmesi karşılığında elli YTL harç alınır. Harçlar mal sandığına yatırılır.”

Böylece özel güvenlikle ilgili gerek özel güvenlik şirketleri ve gerekse özel güvenlik eğitim kurumları yanında ilgili diğer özel kurum ve kuruluşlarda harç kapsamına alınmıştır. Ayrıca özel güvenlik elemanlarından alınacak harç miktarı düşürülmüştür.

 

18- Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığınca, denetim ve eğitime ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.”

Böylece kanunun uygulama yönetmeliğinin İçişleri Bakanlığınca hazırlanması, denetim ve eğitim konusunda ise İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca müşterek yönetmelik çıkarılması amaçlanmıştır.

 

SONUÇ:

İçişleri Bakanlık Makamının 27.07.2006 gün ve 3332 sayılı onay ve Teftiş Kurulu Başkanlığının 08.08.2006 gün ve 4–3478 ile 16–3479 sayılı görev emirleri uyarınca,

5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve özel güvenlik uygulamasının değerlendirilerek, mevzuatta yapılması gereken değişiklikler ve uygulamada alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi, Kanunun 19 ve 20 nci madde uygulamalarının yerinde olup olmadığı ve özel güvenlik hizmetlerinin daha etkin sunulabilmesi için alınması gereken diğer tedbirlerin neler olacağı konularına ilişkin olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucunda,

Bu raporun, Değerlendirme Bölümünün (7) maddesinde belirtilen görüşlere uygun olarak 5188 sayılı Kanun ve buna bağlı olarak uygulama yönetmeliğinde değişiklikler yapılması gerektiği,

Kanaat ve sonucuna varılmıştır.

Tarafımızdan (3) örnek olarak düzenlenen bu İnceleme ve Araştırma Raporunun her (3) örneği de eksiz olarak İçişleri Bakanlığı (Tef. Ku. Bşk.) na sunulmuştur. 17.11.2006

Rıdvan AYDIN                                             Serdar İĞDELER

                               Mülkiye Başmüfettişi                                  Mülkiye Başmüfettişi